TC ANAYASASI yürürlükte olmasına rağmen devleti yönetenler tarafından ciddiye alınmıyor...
Cumhurbaşkanı'nın halkoyu ile seçilmesinden sonra, Cumhurbaşkanı
ve AKP yetkilileri için 'Anayasa'nın, herhangi bir 'kanarya
sevenler derneği' tüzüğü kadar bile değeri yok...
Sürekli bir Anayasa'yı istikal hali var. Türkiye'de çok uzun
zamandır, birçok maddesi değişmiş ve ana aksı, Avrupa İnsan Hakları
Sözleşmesi ile parelel hükümlerle takviye edilmiş olmasına rağmen
(Anayasa m. 90) Anayasa'ya adeta sahte çek muamelesi yapılıyor.
Sanki % 92 kabul oyu ile yürürlüğe girmiş bir Anayasa yok,
bilinmeyen birileri tarafından dolaşıma sokulmuş kalp para
var...
Devlet kendi anayasasına bu muameleyi reva gördükçe, etnik
siyasetin silahlı demokratları da, Kalaşnikofların gölgesinde
özerklik ilan etme cüretini gösteriyorlar. 'Anayasa'da tarif edilen
yapı değişmiştir, yeni bir fiili durum vardır ve bunu uyguluyoruz'
diyenlerin icraatları ile sözde özerklik ilan edenler arasında
-Anayasal düzeni ihlal bakımından- mahiyet farkı yok!
Anayasal düzen ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar ağır
yaptırımları gerektiriyor. Ülkenin seçkin anayasa hukukçuları bu
hususa dikkat çekiyorlar.
Sonuç olarak; Cumhurbaşkanı ve iktidara göre, parlamenter sistem
anayasal dayanağı olmadan bekleme odasına alındı. Anayasa, eylemli
(fiili) olarak değiştirildi.
Anayasa hukukçularına göre, anayasal düzen ağır ihlaller ile yoğun
bakıma girmek üzere. O zaman cevabı gereken soru; anayasal
meşruiyeti devam ettiğine göre, anayasal düzen kimler tarafından ve
kimlere karşı korunacaktır?
Kerami KOR