CUMHURİYET aşktır. Aşk, yaşatmaktır. Yaşamak iyiye, güzele, çağdaşlığa akmaktır. Akmak ışık olmak, aydınlatmaktır.
Aydınlık, kadın-erkek birlikte dünyayı daha mutlu bir geleceğe taşırken ülkenle gurur duymaktır. Biz Türkiye deyince Atatürk’ün Türkiye’siyle, Cumhuriyet deyince Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet’le mutlu olmaya, gurur duymaya devam ediyoruz.
‘Türkiye PEN’ olarak ‘29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı aşkla kutluyoruz, aşkın sonsuzluğuna inanıyoruz.
GÜNÜN SÖZÜ
“Türkiye Cumhuriyeti 29 Ekim 1923 Pazartesi günü saat 18.45 ile 20.30 arasında gökyüzünden indirilmiş değildir ve 158 mebusun oylarıyla ‘alelacele’ verilmiş bir kararın sonucu da değildir. Ankara’nın karşısında cephe alan İstanbul basını bu acelecilik iddiasını her zaman ileri sürmüştür. Ne var ki toplum olaylarını bir ya da birkaç kişinin birdenbire yaratabileceklerini sananlar hep bu yanlış düşünce içindeydiler. Tarihin insan iradelerini aşan sürükleyici gücünü hesaba katmayanlar, her şeyi ‘subjektif’ kişisel isteklerin ürünü sayanlar her zaman yanılmışlardır.” Prof. Dr. Tarık Zafer TUNAYA (Melih Karaibiş’ten)
‘HAİNÂNE TEŞEBBÜSÂT’
Dr. Ramazan Topdemir, Cumhuriyetimizin 95. kuruluş yıldönümü münasebetiyle yayınladığı ‘Sosyal Yaşamda Atatürk ve Cumhuriyet’ adlı kitabında, Atatürk’ün konuşma üslubuna dair, görüş ve eylemlerini tasvip etmediği kişiler için Nutuk’ta “Bedbaht, zavalıllar, zat-ı gafil, hainâne teşebbüsât, düşman aleti, paralı uşak, aciz ve korkak insanlar, pespaye, gaflet ve dalalet hatta hıyanet, fesat tohumları, milleti zehirlemek, hayâsızlık, korkaklık” sözcüklerini kullandığını hatırlatıyor.