CUMHURİYET Savcılığı makamının Doğan Medya kuruluşu hakkında, 'terör örgütü propagandası yapmak' iddiası ile resen soruşturma açması, taraf olduğumuz uluslararası sözleşmeler ve Anayasa mad. 90/5 fıkrası bakımından önemli bir temel haklar ve hukuk problematiğine zemin hazırlamaktadır.
Temel hak ve özgürlükler kategorisinde, ifade özgürlüğü,
demokratik bir toplum hedefi bakımından vazgeçilmez bir öneme
sahiptir.
Demokratik bir toplumda basının fonksiyonu ile ilişkilendirildiği
şartlarda, ifade özgürlüğünün yargısal usule ilişkin olsa dahi,
herhangi bir tedbirle zaafa uğratılması, bütün bir demokratik
düzeni etkileme potansiyeli taşır.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi istikrar kazanmış kararları ile
demokratik bir toplum için basın özgürlüğünün önemini, temel haklar
düzeninde tartışma konusu olmaktan çıkarmıştır.
Basın faaliyeti ve terör örgütü propagandası arasında var olduğu
iddia edilen ilişkinin mahiyeti bakımından 'propaganda' eyleminin
unsurlarının tanımı konusunda, Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 1999
tarihli kararında, 'belirli bir görüşü toplum içinde yaymak, fikir
ve düşüncelerin kökleşmesi amacıyla her türlü maddi-manevi araca
başvurmak, bu görüş ve düşüncelerin benimsenmesi için telkin,
teşvik ve etkide bulunmak kriterlerini öne çıkarmaktadır.
5718 sayılı Basın Kanunu'nun genel gerekçesinde, AİHM içtihatlarına
yapılan vurgunun yanında, evrensel demokrasi ile bilgi edinme hakkı
arasında kurulan ilişki, basın özgürlüğünün uygulanma zorunluluğu
bakımından yol göstericidir.