Bir yanı E5, bir yanı da Turgut Özal’ın projelendirdiği TEM otoyolu arasında, alabildiğine toprak, yeşil ve doğa kokan bir beldeydi. Daha Trakya’ya yönelmemişti. Tuğladan yapılan iki katlı muhtarlık binası gibi yerdeydi belediye binası...
Çapan, üç dönem başkanlığı süresince yeni mahalleler düzenliyor, sosyal belediyeciliğe uygun olarak bir kentin altyapısını ortaya çıkarmaya çalışıyordu.
Karadeniz yönünde ise şirin villalardan oluşan kooperatifler ve siteler yapılıyordu. Antik yapı biçimindeki Nazım Hikmet Kültür Merkezi de büyük yankı uyandırmıştı. Geniş bir yüzme havuzu da vardı yapılar arasında...
O zaman Çekmece gölüne doğru geniş alanlar, gelecekteki olimpiyat oyunları için saha olarak ‘düşünülüyordu’.
Ne yazık ki şimdi oralar gökdelenlerle dolu. Çapan’dan sonra gelenler; “Yer bizim, gök Allah’ın” demişler. Nefes alacak yer yok şimdi. Yapının altında kalan insan mı diyelim bu tabloya.