“Silivri ve Çerkezköy’e acele kamulaştırma yöntemiyle iki kömürlü termik santral yapılması planlanıyor. “Çiçek gibi Trakya’mıza, kömürlü termik olmaz be ya!” diyoruz.
Neden kömürlü termik olmaz diyoruz? Çünkü Trakya’da kömürlü termik santral planlarının gerçekleşmesi; Trakya ve İstanbul için geri dönüşü olmayan bir yıkım anlamına geliyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan bu yıkımı durdurmasını istiyoruz. Trakya, Türkiye’nin ekili ayçiçek topraklarının % 73’üne ev sahipliği yapıyor. Çeltik üretiminin % 58’i, Kanola üretiminin de % 76’sı Trakya’da gerçekleştiriliyor. Bu topraklar, kömürün etkisiyle verimini, Trakyalı neşesini kaybetmesin.
Trakya’ya yapılması planlanan kömürlü termik santral projesi, İstanbul’da büyük bir etki yaratacak.
Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) ölçüm verilerine göre Türkiye’nin 12 şehrindeki (İstanbul dahil) zehirli parçacıklı madde (PM 2.5) seviyesi, WHO’nun “kabul edilebilir” olarak önerdiği rakamın en az 3 katı. Yapılması planlanan santrallar, bu oranı daha da yükseltecek. Trakya’nın ve İstanbul’un nefesi kesilecek.
Coğrafyasını ve bu coğrafyada büyüyen envai çeşit canlıyı yürekten seven Trakya insanı, yıkıcı kömür planları karşısında yalnız ve savunmasız değil. Trakya’nın geleceğini değiştirecek kömür planlarına karşı, temiz enerjiyi savunuyoruz. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da daha önce tarım alanı, ormanlık alan, aşırı yeraltı suyu çekim alanı, yeraltı suları besleme alanı, ormanla bütünleşik alan olarak belirlediği bu bölgeyi kömürlü termik santrallara karşı korumalı.
Trakya’nın neşesi kaçmasın. Tarımıyla, hayvancılığıyla, havasıyla, suyuyla, çiçek gibi olan Trakya’yı, kömür karasına karşı birlikte savunalım! Sen de kampanyamıza katıl. (greenpeace.org)”