GIDA, Kimya ve Ziraat Mühendisleri Odası 16 Ekim Dünya Gıda Günü nedeniyle bir açıklama yaptı.
FAO bu yıl Dünya Gıda Günü temasını “İklim değişiyor, o halde gıda ve tarım da değişmeli” olarak belirlemiş. Düzenlenecek etkinlikler ile iklim değişikliğinin tarımsal üretime etkisi ile yaşanan ve önümüzdeki yıllarda ortaya çıkacağı öngörülen gıda yetersizliğine dikkat çekilecek.
Odalar da her yıl bu tarihte açlığı, açlıkla mücadeleyi, yetersiz beslenmeyi, kaynakların adaletsiz paylaşımını ve muhtemel çözüm yollarını gündeme taşıyor. Açıklamada “Bugün dünyamız 7.5 milyar insana ev sahipliği yapıyor. Orman tahribatı küresel sera gazı emisyonlarının % 10-11’ine sebep oluyor, tarım arazilerinin % 33’ü orta ve üst düzeyde toprak bozulumuna uğramış durumda, hava olaylarının neden olduğu kuraklık dünyayı olumsuz etkiliyor, yağışların azalması ve su kaynaklarının yanlış yönetimi nedeniyle temiz su sıkıntısı baş gösteriyor. Sonuç olarak sağlık sorunları ve göç giderek artıyor. İklim değişikliği ve küresel krizlerin önümüzdeki dönemde kırsal kesimi daha da yoksullaştırmasından kaygı duyuyoruz” uyarısında bulunuyorlar. “İklim değişikliğinden en çok etkilenenler, en az sebep olanlardır” saptamasını da yapıyorlar.
BUĞDAYIMIZA AHİP ÇIKANLAR
ODALARIN bu açıklaması dün Eti Burçak ve WWF-Türkiye’nin buğday üzerine yaptıkları açıklamaya denk geldi. Bir basın toplantısı vardı. Buğdayın sürdürülebilirliği için işbirliği yapan WWF-Türkiye’nin CEO’su Tolga Baştak ile Eti İcra Kurulu Başkanı Hakan Polatoğlu, Anadolu topraklarında buğdayın geleceğine sahip çıkmak için ‘Türkiye’nin Buğday Atlası’nı açıkladılar. Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü’nden Prof. Dr. İrfan Özberk’in önderliğinde bir bilim kurulunun yaptığı çalışma “Türkiye’nin buğday çeşitliliğini öne çıkarmayı, yerel buğday çeşitlerimizin karşı karşıya bulunduğu tehlikelerle ilgili farkındalık yaratmayı ve alınması gereken önlemleri geliştirmeyi” amaçlıyor. FAO’nun yaptığı uyarılar karşısında bu çalışma örnek bir model oluşturuyor.
Bu topraklarda buğday demek gelenek demek; dolayısıyla kültürümüzün ayrılmaz bir parçası... Dünya nüfusunun gıda güvencesi açısından temel kaynaklarından biri... Buğday sadece Anadolu insanı için değil, dünya üzerinde yaşayan her birey için bu anlamda yaşamsal öneme sahip...
GÖBEKLİTEPE’DE DOĞDU
Toplantıda şöyle bir açıklama da yapıldı: Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki Göbeklitepe’de doğup dünyaya yayılan buğday, son yıllarda risk altında... Yaşamın, bereketin simgesi olan buğdayın üretiminde son 30 yılda herhangi bir artış yaşanmazken, yerel çeşitleri kaybolma tehlikesiyle karşı karşıya. Bu tabloya kayıtsız kalamayan ETİ ve WWF-Türkiye, Anadolu topraklarında buğdayın bugünkü fotoğrafını çekiyor ve buğday çeşitlerimizin yaşatılmasına katkıda bulunuyorlar. Ziraat fakülteleri, bu atlası mutlaka incelemeliler... Biz de bu konuyu yerimizin yettiği oranda gündeme getirmeye devam edeceğiz.