Son 8 yılda İstanbul’da, Koç Üniversitesi Hastanesi’nde 2000 civarında diyabetli çocuk gören bir hekim olarak çalışıyorum.
Gelişmişlik düzeyi dikkate alındığında ülkemiz bir tedavi standardı olduğu kabul edilen sensörler konusunda adım atmakta geç kalmıştır. Bu konuda diyabetli çocuklara ve tüm Tip-1 diyabetlilere haksızlık yapıldığını düşünüyoruz ve sensörler konusundaki görüşlerimizi tekrar iletmek istiyoruz.
1) Tip-1 diyabet, eksikliği yaşamı tehdit eden insülin hormonunun zorunlu olarak dışarıdan iğne veya insülin pompası ile alınması gereken, hayat boyu süren bir sorundur. Ülkemizde 18 yaş altında 26 bin civarında Tip-1 diyabetli çocuk yaşamaktadır.
2) Çocukluk çağında, yani erken yaşlarda başlayan diyabet, diyabetle geçen süreye bağlı olarak kümülatif (birbirine eklenerek artan) organ hasarı riskini artırır ve daha erken hayat kaybına neden olur.