BÜRODA ders aralarında, toplantılardan sonra, aile arasında, herhangi bir boş zamanınızda dans etme imkânı yaratın. 29 Nisan Cumartesi Dünya Dans Günü...
Müzikli olur, müziksiz olur, iyi veya kötü dans edersiniz. Hiç fark etmez. Göreceksiniz, yüzünüzdeki stresli ve öfkeli görüntü tebessüm ve rahat bir ifadeye dönüşecektir.
Dans dendiği zaman ışıkçısından dekorcusuna repetitöründen koreografına, orkestra sanatçılarından şefine, balet-balerinler ve 200’e yakın insanın emek ve güç verdiği kolektif ve özgürce yapılmış bir sanat ortaya çıkar. Buna bizden somut bir örnek verirsek İngiliz ve Türk balesinin kurucusu 20. yüzyıl balesinin dünya çapındaki otoritesi Dame Ninette de Volis’in 1965 yılında Ankara’da sahneye koyduğu Ferit Tüzün’ün ‘Çeşme Başı’ balesidir. Bu bale Türk klasik bale dansçılarının akademik üslup ve ritminden esinlenerek Türk halk danslarının o zengin esintilerinin fantastik bir şekilde sahnelenmesidir. Bu eser bir köyde suya giden kızlar, köy davulcusu, satıcı kadınlar, çingeneler, Karagöz ve Hacivat ve sonunda âşık gariple sevgilisinin dansıyla (pas de deux) sona erer. ‘Çeşme Başı’ bale eseri müzik olsun, dans ve koreografik düzenleme olsun bu topraklarda yaşayan insanların şahane bir sentezidir. Gözümüzün önündeki böyle güzel bir yapıtın yurtdışındaki Türkiye tanıtımında kullanılmaması üzücüdür.
AKM’NİN İHYA EDİLMESİ
10 Mart’taki Milli Kültür Şûrası toplanıp sonuç raporunda, ‘Atatürk Kültür Merkezi ve muadilleri de bina ve yönetsel olarak ihya edilecektir’ kararı çıktı. Bu kararın alınması ne demektir?
Bu sanatçılar ve sanatseverler için deli gibi sevindirici haberdir. Senelerin getirdiği bu tıkanıklık ve bu kâbusun giderilmesi ‘çekli çaktı’ kararlara kalmazsa bu medeniyet yuvasının saçtığı sıcaklık akan bir dere gibi değil, bir nehrin coşkusu gibi sanatçılarımıza yansıyacaktır. AKM sanatçılar için bir mabettir, ‘İhya’nın lügat anlamı ‘yeniden canlandırma, diriltme, çok iyi bir duruma getirme, mutluluğa kavuşturmak’ demektir.
Bu güzel haberin sonrasında bunun insanlarımıza ve sanatçılarımıza sevinç ve moral coşkusu olacaktır. Sanatın boş zamanları olursa, ilgilenilecek bir eğlence olarak mı görüyorlar, yoksa sanatın insanlarda yarattığı değerlerin farkında olmaya biz de artık varız mı diyorlar.