“Piyasa belli; iç ya da dış piyasaya satma şansınız sınırlıysa
daha fazla üretemezsiniz, üretemeyince işçi çalıştıramazsınız.
İthal malların rekabeti karşısında dua edin bu kadarını da
çalıştırabildiğimize.”
Siz böyle bir durumda “Ben emekten yanayım” diyen bir politikacı
olsanız ne yapmanız gerekir?
Devlet eliyle ücretleri yükseltmek demek olan asgari ücret daha da
yükselsin deyip Öncelikle hasbelkader iş bulmuşların refahını
arttırmaya mı çalışırsınız yoksa işsiz ve dolayısıyla aç gezenlerin
nasıl olup da üretime sokulabileceğini mi düşünürsünüz?
Bunlardan hangisi emeğinden başka sermayesi olmayan geniş kitlelere
ve dolayısıyla milli ekonomiye yararlı olur hiç düşündünüz mü?
Örnekle anlatalım:
- 100 kişinin çalıştırıldığı konfeksiyon atölyesinde piyasa
koşulları değişmemişken asgari ücreti %50 arttırırsanız patron bu
yükü çekemeyeceğinden yeni duruma uyabilmek için 30 işçiyi atar ya
da batar.
- Asla böyle olsun demeyiz ama mevcut asgari ücretten daha az
ücrete çalışmaya can atan, milyonlarca muhtaç varsa ve asgari ücret
baskısını kaldırırsanız, ücret maliyeti düşeceğinden satış şansı
artar belki 30 kişi daha işe alınır.
Bu işlere yön verebilecek konumda olanların şunu bilmesi
gerekir:
Asgari ücret emek talebinin yüksek olduğu zengin ekonomilerde emeğe
hizmet eder. Bizdeki gibi işsizliğin kol gezdiği ülkelerde asgari
ücreti yukarı çekmek, istihdamı aşağı çekmekle aynı etkiyi
gösterir.
- İşsizlerle birlikte çalışanlara da bir yarar sağlansın, daha
fazla işçinin karnı doysun istiyoruz denecekse, öncelikle devletin
işçi ile işveren arasına girip üretimden aldığı ‘pay’a karşı
çıkılmalıdır.
Tabii istihdam üzerinden kaldırılacak o yükün bu sefer hangi
hallerde, kimin ve neyin üzerine konacağını da açık açık
söyleyerek.
Asgari ücret seviyesinin düşüklüğü, çalışanın refahını kısan bir
‘neden’ değil, mevcut ekonomik yapının “sonucu”dur. Yeterli
değildir denecekse öncelikle bu durumu yaratan o çarpık yapıya
itiraz edilmelidir.
Bülent SOYLAN-Yeminli Mali Müşavir
GÜNÜN SÖZÜ
“Görülen o ki, devletin başına demek ki ‘devlet’
geçmeyecekmiş.”
Hasan Alp FAKIOĞLU
GÜL KAYSERİ’YE CENAZEYE GELDİ
AKP’LİLER ORTADAN KAYBOLDU
KAYSERİ’den iki bilgi sunmak istiyoruz.
BEĞENDİK’in Ankara, Kayseri, Kırşehir, Nevşehir, Konya ve Bursa’da
46 mağazası bulunuyor. Bu mağazaların kurucusu ve sahibi 71
yaşındaki Mehmet Beğendik Ankara’da vefat etti; doğum yeri olan
Kayseri’de de önceki gün toprağa verildi. Başarılı bir işadamı
olarak tanınıyordu Beğendik. Cenazesi ikindi namazında Cami-i Kebir
Camisinde kılındı ve Şehir Mezarlığında toprağa verildi. Cenaze
törenine 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Kayseri Valisi Süleyman
Kamçı ve İl Emniyet Müdürü İbrahim Kulular katıldı.
Tarifeli uçakla Kayseri’ye gelen ve İstanbul’a dönen Gül, Beğendik
ailesinin yakınlarına başsağlığı diledi. Cenaze töreninde Gül’ün
yanında tarafı olan siyasiler bir yana AKP’li olan kişilerin de
görüntü vermemesi dikkat çekti. Kayseri Belediye Başkanlığı ve
milletvekilliğinden sonra Çevre ve Şehircilik Bakanlığına getirilen
Mehmet Özhaseki, şimdiki KBB Mustafa Çelik, eski bakan Taner
Yıldız, AKP İl Başkanı Hüseyin Cahit Özden ve partililer cenaze
töreninde yoktular.
Bu isimlerin çoğu Gül tarafından siyaset sahnesine sokulmuştu. Bize
Kayseri’den bir okurumuz şu yorumu yaptı:
“Korkunun ve endişenin egemen olduğu bir kültürün, demokrasinin
gerçek anlanmda yerleşmediği hazin bir tabloya hüzün bir şekilde
tanık olduk.”
CHP’YE KADIN BAŞKAN
İkinci haber, Kayseri’de CHP’nin İl Başkanlığına ilk kez bir
kadın seçilmesiydi. Pazar günkü kongrede iki aday yarıştı, CHP
Kayseri Milletvekili Çetin Arığ’ın desteklediği, jeoloji mühendisi
Ümit Solak Özer, Av. İbrahim İlbas’ı 41 oyla geçti. Solak, Orta
Anadolu’da ilk kez sağcı veya sol olsun ilk kez bir partinin İl
Başkanı olmuş oldu.
BİLİYOR MUSUNUZ
KAFTANCIOĞLU SERT
ÇIKTI
CHP İstanbul İl Başkanlığına soyunan PM üyesi Dr. Canan
Kaftancıoğlu bir açıklama yaparak “Hakkında 2012 yılında bir
twitter açıklamamı kasıtlı cımbızlayarak beni yıpratacağını
zanneden “gardrop Atatürkçüleri’ni” bir daha gerçek Atatürkçülere
zarar veremesinler diye o gardıroplarına kilitlemek üzere de
adayım. O zaman ben “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sözünün
devamındaki mesajında “Mustafa Kemal’in yoldaşlarıyız” demiştim”
dediğini...
BEŞİKTAŞ Belediye Başkanı Murat Hazinedar’ın görevden alınmasından sonra dün yapılan seçimlerde başkanlığa aday olan Av. Merve Öztopaloğlu, Bülent Tatar, Affan Keçeci ve Eyüp Birgün’ün adaylıklarının geri çektirilerek Bülent Tezcan’ın önerisi üzerine ‘abi formülü’ sonucu CHP’li Meclis üyesi Tahir Doğaç’ın (71) ismi üzerinde karar kalındığını; Doğaç’ın daha önce Merkez Bankası’nda çalıştığı ve belediyeye bağlı Beltaş’ta yönetim kurulu üyesi olduğunu...
TEKİRDAĞ’ın en küçük ilçesi, antik kent Marmaraereğlisi Belediye
Başkanı İbrahim Uyan, Tekirdağ’da büyükşehir bünyesinde yaklaşık 50
gazeteciye 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle akşam yemeği
verdiğini, belediyenin çalışmalarını anlatırken, kendisi hakkında
termik santral, demir-çelik ve liman yatırımları hakkında çevresel
karşı çıkışları nedeniyle Kaptan Grubu’nun çıkardığı bir gazetenin
kendisine ağır hakaretler ettiğini örnekleriyle anlattığını...
ÖYMEN VE ORAL’IN KİTABI
GAZETECİ-yazar Altan Öymen ve çizer Tan Oral’ın 36 yıl önce
Cumhuriyet Gazetesinde yayımlanan yazı dizisinin ‘01 Adana’ (Doğan
Kitap) kitabını Çukurova Kitap Fuarı’nda 14 Ocak pazar günü
15.30’da imzayacağını...