TÜRK Silahlı Kuvvetleri için İstanbul, Ankara ve İzmir'den sonra
en stratejik kent olan Balıkesir'de, FETÖ'nün bir 'mühimmat
fabrikası' olduğunu yazmıştık.
Dinamit ve çeşitli çaplarda mermi üretilen, pek çok ülkeye mühimmat
gönderilen bu fabrikanın sahibi işadamı İsmail Yavaşça da bu yüzden
tutuklandı.
FETÖ’nün neden Balıkesir’i ‘pilot bölge’ seçtiği de netleşmeye
başladı.
15 Temmuz darbesinden sonra kentte yaşanan tutuklamalara bakılınca,
bu daha net bir şekilde anlaşılıyor. Öncelikle tutuklanan 19
işadamından ikisi, mühimmat fabrikasının patronu İsmail Yavaşça ve
kardeşi İbrahim Yavaşça...
Şehrin bir diğer önde gelen işadamı ve FETÖ kapsamında tutuklanan
Yavaşçalarının ortağı olduğu iddia edilen Faruk Kula’nın da
Paralel’le yakın ilişkiler içinde olduğu, Amerika’ya kaçan örgütün
Balıkesir ‘İmamı’ İzzet Bilir’le sohbetlere katıldığı söyleniyor.
Hatta İzzet Bilir kaçana kadar bu üçlü sürekli bir araya gelerek
ekonomik ve siyasi istişarelerde bulunuyormuş. Tıpkı İsmail Yavaşça
gibi Faruk Kula’nın da, F. Gülen çevresiyle yakın olan olduğu iddia
edilen, şimdi Mardin’de görevli olan eski Balıkesir Valisi Mustafa
Yaman’la yakın dostlukları dikkat çekiyor. Operasyondan sonra
kayyum atanan Yavaşçalara ait tesisin, Libya’daki dinci örgütlere
gizlice silah gönderirken suçüstü yakalandığını hatırlatalım. 1
Eylül 2015’te ele geçirilen gemide, resmi kayıtlarda ‘plastik
malzeme’ denildiği halde silah taşındığı ortaya çıkınca, CHP İzmir
Milletvekili Musa Çam, Başbakan’a soru önergesi vermiş ve olayı
sorgulamıştı.
2 VALİ YARDIMCISI TUTUKLU
Balıkesir’deki FETÖ tutuklamaları işadamları ile sınırlı kalmadı.
İki vali yardımcısı da tutuklanarak cezaevine gönderildi. Bunlardan
biri, Mustafa Üçkuyu oldu. Kamuoyu Üçkuyu’yu Hrant Dink suikastıyla
hatırlıyor. Dönemin başmüfettişi Mustafa Üçkuyu, suikastı
araştırmakla görevli müfettişti ve ‘ihmal yok’ diye rapor vererek,
cinayetin üstünü örtmüştü.
GÜNÜN SÖZÜ
‘Bizi aldatan bizden değildir’
“Olay meşhurdur. Geçenlerde Yenişafak’tan Faruk Beser de yazdı:
Resulullah Efendimiz pazarda, muhtemelen denetlemek için gezerken
bir buğday yığını görür. Elini içine sokar ve içinin ıslak olduğunu
fark eder. Satıcıya nedenini sorar. Satıcı, efendim yağmur yağdı,
ıslandı der. Peki, ıslak kısmını üste koysaydın da alıcılar fark
ederek alsalardı ya, buyurur. Arkasından şu meşhur ve şerefli
sözünü söyler: “Bizi aldatan bizden değildir.”
Sahih
İKTİDARI KANDIRAN BAŞKA CEMAATLER OLABİLİR Mİ
UYANIK olalım diyor CHP Milletvekili Dr. Ali Şeker... Meclis Genel
Kurulu’ndaki konuşmasında şöyle diyor: “MİT, darbe girişimi gününe
kadar FETÖ’ye göz yumdu, sorun sadece bir cemaate göz yumulmasıyla
mı ilgili, yoksa başka cemaatlere de şu anda göz yumuluyor mu? Şu
anda iktidarı kandıran başka cemaat örgütleri var mı? Bu konuda bir
çalışma yapıyor mu acaba MİT? Bu daha önce göz yumulan örgütlerden
birisi maalesef El Nusra ve IŞİD’di ve bunun bedelini hep beraber
toplum olarak ödedik. Bu konuda uyanık olmaya davet ediyorum çünkü
çok sayıda kandıran var, arkadaşlarımızı uyarmak da bizim
görevimiz.”
MİLLİ DEĞERLERE GÖRE ASKER YETİŞTİRME BİTİYOR
HARP okullarının parçalanarak dağıtılmasına söyleyeceklerim var.
Teknokentlerle kuşatılan mevcut mühendislik fakülteleri gibi
savunma fakülteleri de küresel savaş şirketleri tarafından
kuşatılacak, istedikleri kürsüleri orada kurabilecek, kendi
ihtiyaçlarına göre eleman çıkarabileceklerdir. Böylelikle ‘eğitim
piyasası’ tamamlanıyor; ‘talep varsa ders var’ sistemidir bu...
Milli değerlere göre asker yetiştirme bitiyor!
Mahiye MORGÜL
CHP’NİN DEMOKRASİ SINAVI
‘GASP’ dönemi sarsıldı, tehdit dönemi başladı. Kişisel tehditler
toplumsal tehdide dönüştü. Bizim gibi düşünenler için kişisel
tehditlerin hiçbir anlamı yok.
Bizleri ilgilendiren toplumsal tehdittir. Şimdi kazanma zamanı.
Çünkü verilecek mücadele kişisel değil, toplumsal.
O nedenle; ‘Şimdi demokrasi sınavı zamanı, şimdi CHP’nin zamanı’
demek gerekiyor.
CHP, demokrasi mitinglerini yaygınlaştırmalı, ötekileştirilen bütün
kesimlerin ortak paydası olduğunu meydanlarda kanıtlamalıdır.
Demokrasi mitinglerinin toplumsal ruhunu bütün ülkeye yayarak, laik
demokratik Cumhuriyet’e ve parlamenter demokratik rejime sahip
çıkmak için ortaklaşmanın zeminini yaratmalıdır.
Naci SAPAN