CHP Hatay milletvekili Av. Mevlüt Dudu, Adalet Bakanı Bekir
Bozdağ'a soruyor:
FETÖ soruşturmalarına ilişkin derin kaygılar vardır. Devlet
kademelerine ustalıkla sinmiş, bugüne kadar kendini gizlemeyi
başarmış kripto FETÖ’cü cumhuriyet savcıları, birçok ilde açılan
FETÖ soruşturmalarında görev alabilmektedir. Bu kripto FETÖ’cü
savcılar; FETÖ soruşturmalarını yöneterek, çoğu masum vatandaşımızı
sahte ihbar mektupları ya da dayanaksız suçlamalarla içeri atmakta,
soruşturmaları sulandırarak, darbeyi gerçekleştiren ‘beyin
takımı’na ulaşmayı sağlayacak delilleri karartabilmektedir. Bugüne
kadar darbeyi örgütleyen ve gerçekleştiren Yurtta Sulh Konseyi’nin
tam listesinin açığa çıkarılamaması da endişe yaratmaktadır.
Şu anda itirafçı olan tüm hâkim ve savcıların eski görev yerlerinde bırakılması ise akla ve hukuka uygun değildir. Bu durum, FETÖ soruşturmalarının sulandırıldığı, güvenilir delillere dayanmadan yürütüldüğü ve adaletli olmadığı yönündeki şüpheleri artırmaktadır. Üstelik uygulama, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’na da aykırıdır.
Adalet, toplumun nefes borusudur. Bu boru kesilirse önce iktidar, sonra tüm toplum boğulur.”
Hatay milletvekili Av. Mevlüt Dudu “FETÖ soruşturmalarında görev alan savcıların üzerinde büyük bir kuşku olduğunu” belirterek Mersin’deki iki savcıyı örnek gösteriyor. Başsavcısı Mustafa Yıldırım ve Savcı Talip Akgedik’i örnek gösteriyor. FETÖ soruşturması kapsamında gözaltına alınan kişilere “Çocuğunu FETÖ’nün okuluna, dershanesine ya da kolejine gönderdin mi?” diye soran ve tutuklama kararı çıkaran Yıldırım, kendi çocuğunu FETÖ’nün kolejine burslu olarak yazdırmıştır. O da çocuğunu burslu okutmuştur. Aynı şekilde Talip Akgedik de hazırladığı iddianamede hükümeti devirmekle suçladığı Mehmet Barunsu gibi isimlerin aralarında bulunduğu 11 kişi için ağırlaştırılmış, müebbet talebinde bulunmuştur. Her ikisi de 17-25 Aralık’tan sonra FETÖ okullarına kayıt yaptırmışlardır.