FETÖ örgütü sadece dinsel inançlarıyla yaşamıyor, uluslararası alanda iş çeviriyor. Türkiye'deki resmi kayıtlarda ve hakkındaki iddianamede "Son derece tehlikeli bağlantılarının olduğu" belirtiliyor.
Deniliyor ki:
“Fetullah şebekesi, ‘ABD ve İngiliz alaşımlı’. Oralarda dizayn
edilmiş, İslam’ın içini boşaltıp Türklüğü
acz içine düşürmekle görevlendirilirmiş bir Vatikan
kuklasıdır!”
Türkiye’nin geleceğini de tehdit eden bir örgüt...
‘Mülkiye’ye, Harbiye’ye girilmesi’ yolundaki önerisinin yani
‘devlete sızma’nın altında dikkat çekici bir cümle var:
“Kimliklerinizi gizleyeceksiniz.”
ŞART, ZARURİ VE LÜZUMLU
Fetullah Gülen, 90’lı yıllarda yandaşlarına devlete nasıl sızmaları
gerektiğini anlatırken, “İster maddi güçleri bakımından ister kendi
ülkelerindeki güç kaynakları ve gücü temsil eden kaynaklar
bakımından isterse ilim mahfileri açısından isterse toplumun büyük
kısımlarına bu duygu-düşünceyle ulaşmaları açısından belli bir
noktaya ve kıvama gelecekleri ana kadar bu şekilde hizmete devam
etmeleri şart, zaruri ve lüzumlu” diyor.
İddianameye bakalım:
“TSK’ya sızmakta zorlanan ama buna rağmen yılmaksızın girişimlerini
sürdüren Fetullahçılar, istihbarat birimlerindeki kadrolarını,
alternatif Silahlı Kuvvetler olarak algılamaktadırlar. Bununla
birlikte adliye ve mülkiye kadrolaşması ise, bu gücü daha da
pekiştirecek ve devletin içten ele geçirilmesini ya da bir başka
ifadeyle devletin kansız teslim alınmasını temin edecektir.
1980’li yılların başlarından itibaren polis okulu ve polis
akademisine sızarak burada kadrolaşan ve daha sonra personel,
eğitim, bilgi-işlem, terörle mücadele, istihbarat gibi birimlerde
kökleşmeye çalışan Fetullahçılar, istihbarat birimlerinin yanı
sıra, var oldukları her yerde ve ortamda, şeyhleri F. Gülen’in
kaset ve kitaplarındaki ‘tedbir ve temkin’, ‘taktik ve strateji’
içeren direktiflerinin gereğini yerine getirerek bugünkü güç
düzeylerine erişebilmişlerdir.
Ankara DGM, F. Gülen iddianamesinde şöyle demektedir:
‘F. Gülen gurubunun başta Milli Eğitim ve Emniyet teşkilatı olmak
üzere bütün devlet kadrolarına
sızma çalışmaları yaptığı ve önemli ölçüde muvaffak olduğu
bilinmektedir.’
İstihbarat Daire Başkanlığı’nın 10 Mart 1992 gün ve 1992/79 sayılı
yazısında şöyle denilmektedir:
‘... Ankara Polis Koleji öğrencilerinin % 50’sine yakın bir kesimi
ile çeşitli şekillerde temas kuran örgüt elemanları, kendilerine
yakın olanlar üzerindeki ajitasyon çalışmalarını sistemli olarak
yürütmektedirler.”