TÜRKİYE'nin kritik bir döneme girdiğine inanan gazeteci-yazar Nevval Sevindi, Anadolu'nun çeşitli bölgelerinde gezip temaslar yaparak halkın nabzını tutuyor bir süredir.
'Bazı gözlemlerinizi anlatır mısınız' dedik.
Sevindi son olarak gittiği Hatay bölgesini anlatayım dedi:
Hatay'da ve civarında hâlâ hastanelerde öncelik İŞİD'li
militanlara, Suriyelilere yoğun bakımda bile yer yok diye
bakılmıyor diyor halk. Arapça bilen doktor isteyenlere de Arapça
bilen doktor buluyor yetkililer. Arapça bilen doktor gelince bu kez
Alevi olup olmadığını sorguluyor militanlar ve Alevi ise doktora
izin vermiyorlar!
Sağlık hizmetlerinden yeterince yararlanamayan Türk vatandaşlarına
karşılık Suriye'den gelenler ne vergi veriyor ne su-elektrik
parası... Arapça plakalarla ortada gezip kaza yapıyorlar ve Türk
vatandaşı kaskodan bir kuruş alamıyor. Bir suç işlediklerinde hemen
Suriye'ye kaçıyorlar. Tehdit edebiliyorlar, dolayısıyla insanlar
korkuyor. Devlet onlardan yana diye düşünüyor. Kaçakçılık bittiği
için tüm bu çeteler Türkiye'ye dağılmış durumdalar. Her yerde bir
pimi çekilmiş bombamız var yani! Mültecilerin sayısını bile
bilmeyen, kontrol edemeyen devlet yetkilileri ise sadece seyirci
durumunda.
HARAM-HELAL YERLER
Sivas'ta hanımlarla da konuşuyorum.
Biri diyor ki:
"Ben Urfa'ya gitmek isterim Hz. İbrahim'in olduğu yer."
Diğeri lafa giriyor:
"Ben de Ürgüp Göreme'yi görmek isterim."
Diğerinden bir cevap: "Orası helal değil! Türkiye helal ve haram
bölgelere ayrılmış. Dini mezheplere bölünmüş ve bu yaşama
geçirilmeye çalışılıyor."
Van'da Türkmenlerle karşılaşıyorum. Bütün Doğu'da ve Güneydoğu'da
Türkmen aşiretleri var. Bitlis'te, Şırnak'ta, Muş'ta, Hakkâri'de
var. Bu bölgeler Kürt bölgesi gibi gösteriliyor PKK ve HDP
tarafından. Aslında oraları 1000 yıllık Türkmen bölgeleri... Baskı
altında tutuluyorlar, kendilerine iş verilmiyor.
Korucuların çoğu da Türkmenlerden oluşuyor.