HATAY'a sabaha karşı indik; Amik Gölü'nün ortasına... Göl kurutuldu ve bu havalimanı yapıldı. Alanın yapıldığı yeri kurutabilmek için binlerce ton toprak taşınmış, araya da kanallar açılmış... Neyse, olan olmuş demek gerekiyor ama bir kural var; ‘çevreciler’ her zaman dinlenmeli. Ne yazık ki, hep haklı çıkıyorlar. Bir başka gerçeği de anlatmak gerekirse, Hatay Havalimanı’na günde 20-30 arasında, yazları da 50’ye yakın uçak inip kalktığını söylememiz gerekiyor. Köprübaşı’nda kentin günlük yaşamında bir farklılık yok. Çorba içerken “Suriyeliler nerede?” diye sorduk. “Onlar gündüz uyurlar, gece parklarda gezip nargile içerler” dediler. Suriye’nin yaşam kültürü öyleymiş. Hatay ilinde 1 milyon 533 bin nüfus yaşıyor; bunların üzerine 500 bin de Suriyeli mülteci de ağırlanıyor. 130 bini de okuma çağında, ancak 49 binine okuma olanağı sağlanabilmiş... Hatay’ın Almanya’daki kardeş şehirleri Aalen ve Kiel kentlerinden gelen 300 bin Euro ile iki okul yaptırılmış... ‘Kardeş şehirliğin’ ne yönde kullanıldığına iyi bir örnek değil mi? Suriyeliler ülkelerine dönerse bu okullar Türkiye’ye kalacak.