Gökyiğit, bölge insanı tarafından sevilen ve saygı duyulan bir ‘başöğretmen’... ‘Helal’ ile ‘haramı’ çok iyi bilen Cumhuriyet’in en değerli mühendislerinden... Niye Artvin, niye Camili (Macahel) köyü...
Batum, Sovyet dönemine kadar Karadeniz’de çok önemli bir liman; ticaret ve kültür merkezi. Çoruh Nehri irtibatı ile üç saatlik bir mesafede Artvin; Batum’un sayfiye şehri. Bir referandumla bölge Batum’dan kopuyor. Meşhur bir söz vardır; Acaristan’da (Gürcistan); bir tarafta cami, bir tarafta imam kalıyor. Borçka ilçesinin sınırdaki Camili köyünde her şey değişmeye başlamış; yeni evler yapılmış, eskiler onarılmış; yatılı bir bölge okulu faaliyete geçmiş ve köyün ünlü Tahtalı Camii restorasyona alınmış.
Doğanın bin bir rengini yansıtan, nehirlerin gürül gürül akan sesleri arasında, Jandarmanın koruduğu küçük sınır geçiş noktasında bir Gürcü askere ancak elle selam verebiliyorsunuz.
13 GÜNDE İSTANBUL
Nihat Beyin ailesi de oralardan kopmuş; “Artvin, Hopa’dan bindikleri vapurla İstanbul’a tam 13 günde gittiklerini” hatırlıyor. Liman yok, dalga var; vapur ancak koylara sığınabiliyor.
15 yıl öncesine gidiyoruz... Doğasever Nihat Gökyiğit, TEMA Başkanı olarak bizi bölgeye götürmüştü; “Artık bölgelerin zenginliğini ölçmede doğal orman alanları ve biyolojik çeşitliliği de bir ölçek oluşturuyor” diyordu. Bugün öğreniyoruz ki, burasını TEMA’ya bağışlamış. Mutfağında aynı yöresel yemekler yapılıyor; ‘genç’ler müzik yapıyor; ‘ihtiyarlar’ konser veriyor; bal ve arıcılık üzerine konferanslar düzenleniyor. Doğa turizmine de ediyor bu şirin ahşap yapı...