İLİM Japonya’ya 1868’de girmiştir. 1925’te yüzde 99,4 Japon çocuğu Batı eğitimi veren okullarda okumaktaydı ve 1927’de halkın yüzde 93’ü okuyup yazmakta idi.
Yeni Japonya eski feodal Japonya’yı ve Rusya’yı yenerek Çin medrese sisteminden kurtulup Batılı anlamda eğitim aldıktan sonraki 40 yıl içinde büyük devletler arasında yer almıştır. Japonlara göre bir topluma danışma hakkından önce eğitim hakkı verilmelidir. Seçmen oy vermeden önce bilgilendirilmelidir. Oy kulübelerinden önce okullar kurulmalıdır. Yeteri kadar eğitim görmeyenin elinde oy pusulası yalnız fayda değil, tehlikedir.
Japon uyanışından 70 yıl önce, 3. Selim’in batıl düşüncelerini tehlikeli bulup onu öldürerek bu Japon gelişimine benzer ilerlemenin önünü o gün kesmiştik. Biz Batı’ya daha yakındık ve daha iyi tanıyorduk, fakat çeşitli nedenlerle bu ilerleme olmadı. Bu sebeplerin başında eğitimin çok sonra önem kazanması gelmektedir. Atatürk zamanında Tevhid-i Tedrisat’la önemi ancak anlaşılmıştır.
Asrın başında Türkiye’deki okuma-yazma oranını buraya yazmaya utanırım. (Okuma yazma erkeklerde yüzde 7, kadınlarda binde 4. Okuryazar erkeklerin çoğu gayrimüslim. Okul çağına gelen 4 çocuktan 3’ü okula gitmiyor. Toplam okul sayısı: 4894 ilkokul, 72 ortaokul, 23 lise. Türkiye’nin tüm liselerinde kayıtlı kız öğrenci 230. Öğretmenlerin 3’te birinin öğretmenlik eğitimi yok.)
Çarpıcı örneği yine Japonya’dan vermek isterim. Japonya’yı dev ülkeler seviyesine çıkaran, Japonya’nın bir dünya devi olduğunu gösteren Rus-Japon deniz savaşında, Rusya’nın Batılı donanmasını Amiral Togo Heihachiro tamamen yok etmiş ve bir dünya devi olarak dünya sahnesinde yerini almıştır. Bu büyük amiral doğunun Amiral Nelson’u olarak bilinir. Emekli olunca Japon imparatoru onu onurlandırmak için bir ödül vermek ister. Amiral ödül olarak köyünde bir öğretmenlik kadrosu ister. Bu isteği reddedilir. Öğretmenliğin çok özel meziyetler taşıyan ve kendine has profesyonellikte olduğu söylenir. Kont unvanı verilir. 1906’da İngiliz kralı tarafından da liyakat nişanı verilir. Amiral, Togo köyünde öğretmen olmak konusunda ısrarlıdır. Fakat öğretmenliğin çok farklı ve profesyonellik gerektiren bir meslek olduğu kendisine hatırlatılır. İmparator ona çocukların eğitiminin çok farklı ve önemli olduğunu, fakat ileri yaştaki veliaht imparator Hirohito’ya danışman olarak atayabileceğini anlatır. O da bu öneriyi kabul eder.
Öğretmenlik çok önemli ve özellikleri olan bir meslektir. Prof. Dr. Cengiz KUDAY
GÜNÜN SÖZÜ