Ertuğ Karakullukçu Gazeteci gözüyle
AKŞAM güneşi Ege'nin en mavi sularıyla oynaşıyor ...
Ülkü Tamer buraları bizden önce keşfetmiş olmalı, yoksa "İçime
çektiğim hava değil gökyüzüdür" imgesi nasıl yakalanırdı; batan
güneşten kopamayan gök, öylesine şairane... Önüm deniz,
sağım/solum/arkam yemyeşil yamaçlarda zeytin ağaçları...
Cennette miyim, neyim? İnsana şükretme duygusu veren müstesna
güzellik.
Burası, deyimin tam anlamıyla "ismiyle müsemma" (adıyla uyumlu) bir
yer... Eksiksiz bir yeşil ve mavi şöleni; büyük usta doğa, en
pastoral tablosunu işte burada çizmiş: Muğla ili, Milas ilçesi,
Kıyıkışlacık köyü, Yeşilyaka Tatil Sitesi... Bodrum'un hemen dibi,
arabayla bir saat; Güllük'ün tam karşısı. Yaz, artık eski yıllarda
kalan ilkbaharı sollayıp yine ansızın gelmiş... Okullardaki
cıvıltının sessizliğe dönüşmesiyle yazlıklara göç başlamış...
Birkaç gün önce, kooperatif evimin terasındayım... Kanatlarıyla
gökyüzünü çizen bir martıyı izlerken derinlere dalmış
düşünüyorum:
-"Burada yaşayanlar Tanrı'nın sevgili kullarından olmalı.. Üstelik
kooperatif üyelerimizin büyük çoğunluğu, komşuluk ilişkilerine son
derece saygılı örnek insanlar... Ama ah, bir de azınlıktaki bazı
üyelerin uygarca toplu yaşamın gereklerine ters düşen tatsız tutum
ve davranışları olmasa?.."
Karşımda tam da öpüşmek üzere olan güneşle denizin bu sihirli anına
kapılmış, cennetin göbeğinde bile huzur kaçırıcı olabilen bazı
tutum ve davranışlara hayıflanırken "Zırrr!!!" (benimki hâlâ böyle
çalıyor) telefon sesiyle hopluyorum... Taa İstanbul Fatih'ten ilk
gençlik yıllarımın yoldaşı, Danıştay'dan emekli yargıç arkadaşım,
hoşbeşten sonra feryat figan: