İBB Teftiş Kurulu Başkanlığı, Büyükşehir’in yönetimi ve denetimi altındaki kişi ve birimlerin faaliyetleri ile her türlü iş, işlem ve etkinlikleriyle ilgili olarak teftiş, denetim, inceleme ve soruşturma işlerini yürütmektir.
Teftiş heyeti, İmamoğlu’na bağlıdır. İmamoğlu, Teftiş Kurulu Başkanlığı’na Ticaret Bakanlığı’ndan istifa eden maliye kökenli Müfettiş Abbas Yaşar’ı atamış, huzursuzluklar ve eleştiriler bundan sonra başlamış. Yaşar’ın, Kurul’da tarafsız hizmet yürüten müfettişlere mobbing ve hakaret içeren söylemleri, genel şikâyet konusu olarak gündeme getirilmektedir. Bir başkan, çalışanlarından kendi görüşleri doğrultusunda dosya hazırlanmasını veya emekli olunmasını isteyebilir mi? Uyguladığı tüm baskı ve mobbinglere rağmen dosyaların sonuçlarına müdahale edemediği için, 15 yıl önce emekli olmuş maliye kökenli müfettişleri, deneyimli müfettişlerin yerine getirmesi ne kadar doğrudur?
Kuruma 30 yıl hizmet veren müfettiş kadrolarına, “Sizler maliye müfettişi gibi çalışacaksınız” uyarısı ne demektir? Bütün bunlar küçümseme ve aşağılama değil midir? Vilayetten gelen karşı yazıları, belediye müfettişlerini zor duruma düşürmüyor mu? İBB müfettişleri “Bizi boş uygulamalarla nasıl işlevsiz bırakıyorsunuz?” diye sorular ortaya atıyorlar.
Kurul Başkanı, yetkisi bulunmadığı halde ilçe belediyelerinin (özellikle CHP’li) geriye dönük imar uygulamaları hakkında soruşturma açtırarak, ilçe ve İBB görevlilerini zor durumda bırakmış olmuyor mu?