Ağustos 2000’de kenevir üzerinde bilgi amaçlı yazılar yazarken “Kenevirde düşük vitesteyiz” demişiz.
Hatta “Diğer ülkelerin neler yaptıklarını öğrendiğimizde utanıyoruz” diye de eklemişiz. Tarım ve Orman Bakanlığı gerekli atakları niye yapamadı diye de sormuşuz.
Demek ki, böyle bir bitkinin gelişiminden endişe duyuyormuşuz, onun için bugün geldiğimiz noktada yaşadığımız sevincin büyük bir anlamı olduğunu; önce yeşil bitkinin, bir ay sonra (bugünlerdeki) sap hasadının nasıl yapıldığını, köylünün cebine buğday, ayçiçeği ve pancardan daha fazla para girdiğini bunun tarım ekonomimiz için büyük bir başarı olduğunu daha iyi anlıyoruz, demek istiyoruz.
KENDİR-KENEVİRE EMEK VERENLER
‘Kenevir sevdalıları’ dört yıl önce kimdi dersek... Bir süre önce kaybettiğimiz Dr./makine müh/milletvekili Yalçın Koçak, Aydın Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Mustafa Aydın, gazeteci ve sosyolog Abdurrahman Dilipak, gıda ve kenevir uzmanı, tarihçi yazar İsmail Tokalak, ‘Kenevirci Dede’ (Baykal) ve kenevir yağ uzmanı Nevzat Kesifoğlu... Bu sektöre çok hizmetleri oldu. Ve bu sektöre tekstilden sonra ‘endüstriyel kenevir’ konusunda en büyük yatırımı yapan Uğur Balkuv ve iki oğlu.
Hem dünyada hem de Türkiye’de çok önemli ekonomisi olan bir ürün kenevir. Kenevir tekstilin yanı sıra kozmetik, ilaç, inşaat ve otomotiv gibi birçok sektörde kullanılıyor. Antibakteriyel ve terletmeyen özelliğe sahip olması kenevirin tekstil sektöründe çok önemli bir yer etmeye başlamasında önemli. Kenevirin düşündüğümüz gibi tam olarak gelişmesi için -Avrupa ayarında- bir yer alması için önümüzde bir engel kaldı. O da ilgili tarım yasasında kenevir filizinin ve yaprağının işlenmesi ve ticaretinin yasak olması. Evet bu engel kaldırıldığı zaman önü tamamen açılacak.