KİLİS 'kahramanlık diyarı' bir kenttir.
Kurtuluş yıllarında bile Fransız kuvvetlerine direnmesini bilmiş, yabancı güçleri savaşarak kovmuştur. Bunun yanında komşusu ve kardeşi Suriye halkının her zaman huzurunu istemiş, bu konuda çaba harcamıştır.
Bir Kilisli olarak 1950 yıllarında yaşadığımız bir anım var. Rusya-Suriye ile siyasi bir yakınlık kurmuştu. Yapılan anlaşmaya göre Rusya, ‘Suriye sınırına herhangi bir müdahale benim sınırlarıma yapılmış bir tecavüzdür’ demişti. İnsanlarımız bu anlaşmaya çok üzülmüştü. Zira, halk Suriye’nin komünist rejimi altına girdiği kaygısını taşıyordu. Hatta sınır ötesi kent ve köylerde yaşayan akraba ve yakınlarının komünist olma olasılığı düşündürücüydü.Hürriyet
Kilis halkı yer yer toplandı, Suriye’ye girerek onları bu sıkıntıdan kurtarmak istedi. Zira, komünistliğin inançları yok ettiğini, kötü bir yönetim tarzı olduğu düşüncesi hâkimdi. Gerekirse savaşacaklarını belirten Kilis halkının eylemine devlet idaremiz izin vermedi, böylece topluluk yatıştırıldı.
TAPULAR KİLİS’TE
Bugün Kilis tapularının eski kayıtlarında Suriye’nin Halep ili Azaz mıntıkası köyleri kayıtlıdır. Halen bu köylerin sahibi ve mirasçıları Kilis’te yaşıyor. 1966 yılına kadar mülk sahipleri (Pasavan) adı verilen vesikalarla köylerine rahatlıkla giderek arazilerini kullanırlardı. Yanlış bir politika yüzünden bu hak baki kalmak şartıyla donduruldu. Böylece yüzlerce köy ve tarla sahibi mağdur edildi. Bir Kilisli olarak memleketimin zor gününde buraya geldim. Gece-gündüz halkımın yanında olmaktan gurur duydum. Atılan roketlerle ölenler, yaralılar bulunuyor. Kilisliler haykırıyor, buna bir çare bulunsun diye... Askerlerimiz, güvenlik kuvvetlerimiz ve Kilisliler memleketimizi korumak için görev başındalar. Ancak ekonomik sıkıntının ve de göçlerin durması ile Kilis’in bu zor günleri atlatacağı kanısındayım.