Rusya başkanlık seçimleri 18 Mart tarihinde yapıldı.
Seçimlere katılım oranının yüzde 67 olduğu açıklandı. Putin,
geçerli oyların yüzde 76’sını alarak 6 yıl daha Devlet Başkanlığı
görevine seçildi.
Ankara’daki bir Rus kaynağına göre 2014’de Rusya’ya katılma kararı
alan Kırım’da da seçimler için oy kullanıldı. Kırım’da seçimlere
katılım oranı Rusya geneliyle aynı oldu. Nüfusun yüzde 13’ünü
oluşturan Kırım Tatarları’nın yarıya yakını sandık başına gitti.
Diğer yarısı ise seçimleri boykot etti.
Böylece Rusya’ya katılmasından sonra Kırım’da ilk kez Rusya
başkanlık seçimleri yapılmış oldu.
2014’ten önce 2.7 milyon olan Kırım nüfusunun yüzde 65’ini etnik
Ruslar oluşturuyordu. Yüzde 20’si Ukraynalı, yüzde 13’ü Tatar,
yüzde 2’si de diğer etnik gruplara mensuptu. Ukraynalıların
çoğunluğu, 2014 referandumu ile Rusya’ya katılan Kırım’dan
ayrılarak Ukrayna’ya gitti. Tatarlar nüfus ağırlıklarını korudular.
Rus nüfusun ise sayısı ve oranı arttı. 18 Mart’taki seçim sonuçları
bu oranlara uygun görünüyor. Tatar nüfus ise, Rusya’ya katılma
referandumuna yüzde 30’lar oranında katılmıştı. 18 Mart
seçimlerinde ise Tatar katılımının arttığı görülüyor.
Batı ve Türkiye, Kırım’ı Rusya toprağı olarak değil, Ukrayna’nın
parçası olarak kabul ediyor. Rusya bu nedenle AGİT çatısı altında
Türkiye’nin dâhil olduğu 30’u aşkın ülkeden gözlemciyi Kırım’daki
seçimlerde ağırladı.
KILIÇDAROĞLU, ŞENER'LE İSTANBUL'U KONUŞTU
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun önceki gün eski AKP’li
Abdüllatif Şener’le genel merkezindeki makamında bir görüşme yaptı.
Bilgi sızdırılmamak istenen görüşmede Şener’in, Kılıçdaroğlu’na
İstanbul yerel seçimiyle ilgili bir proje sunduğu ve bazı
önerilerde bulunduğu öğrenildi. Sürpriz görüşmede Şener’in Sivaslı
olması nedeniyle adaylığına Kılıçdaroğlu’nun sıcak baktığı öne
sürülüyor.
Şener, bundan bir süre önce bir söyleşide “CHP’den teklifi gelse
tavrınız ne olur?” sorusuna, “Olabilir, düşünürüm” yanıtını
vermişti.
İstanbul’da 1 milyon Sivaslı bulunuyor. Bir başka Sivaslı İlhan
Kesici’nin de CHP’den Cumhurbaşkanlığı adaylığının söz konusu
olabileceği CHP kulislerinde sıkça konuşuluyor. Kesici’nin,
Şener’in İBB’ye aday gösterilmesi ile ilgili bir soruya, “Bir
Sivaslı olarak gösterilmesini isterim ve gurur duyarım” karşılığını
vermişti.
Kılıçdaroğlu-Şener görüşmesi haberini ortaya atan
gazetedogan.com’un bir başka haberinde ise Mesut Yılmaz döneminin
bakanlarından ve VP Genel Başkan Yardımcısı Yaşar Okuyan’ın ‘Temiz
Seçim Platformu’ üyeleriyle birlikte Kılıçdaroğlu ile
görüştüklerini belirtiliyor.
BAHÇELİ'NİN SÖYLEDİĞİ 'ARIZİ GELİŞME' NEDİR
BAHÇELİ, hafta sonundaki parti kongresinde Erdoğan’ı Cumhurbaşkanı
adayları olarak ilan etmiş ancak ‘Arızi bir gelişme olmazsa’
şerhini düşmüş. Bahçeli, sert dönüşleri yapabilen, radikal
kararları ‘bozkurt işareti’ yapar gibi kolaylıkla alabilen bir
siyasetçi. Yürüdüğü kulvardan bir anda sapabiliyor veya tam tersi
istikamete dönebiliyor. Milyonlarca seçmeni olan 46 yıllık bir
geleneğin sözcüsü olarak, yayla şenliklerinde demir döğer gibi eski
sözlerini eziyor, yassılıyor.
Siyasetin doğasında, bu kadar olmasa da ‘tornistan’ gerçeği var,
ama ‘tam yol tornistan’ nadir görülüyor. Bahçeli’yi de, ayrıcalıklı
yapan bu özelliği.
2002 yazında, Bursa Kocayayla Türkmen Kurultayı’nda aşka gelmiş,
”Meclis 1 Eylül’de olağanüstü toplansın, 3 Eylül’de erken seçim
kararı alalım ve seçim tarihini de 3 Kasım olarak belirleyelim“
demiş ve bu takvimde ısrarlı olarak, 3 Kasım seçimlerinin önünü
açmış ve de baraj altında kalmıştı.
Bu tutumu “Kendi oyununa mı geldi, yoksa başka bir planı mı vardı?”
diye tartışılmıştı. Seçim takvimine 1.5 yıl varken ve de ayrıca
milletin yutmakta zorlandığı acı reçeteler gündemdeyken, erken
seçim kararının siyasal intihar olacağı ortada iken Bahçeli, düşeş
atar gibi hepyek attı ve masadan (parlamentodan) çekildi.
Kurultayda, “Adayımız arızi bir gelişme olmazsa Erdoğan’dır”
demesinin üzerine bir mim koymakta fayda var. Bu ittifak pilavı
daha çok su kaldıracak gibi gözüküyor. / B. G.
ENERJİDE NELER OLUYOR
KADİR Has Üniversitesi’nde dün ‘Türkiye Toplumunun
Enerji tercihleri araştırmasının sonuçları; açıklandı. Öğleden
sonra da Cumhurmaşkanı Erdoğan 101 Yerleşim Yerine Doğalgaz hizmet
Alım Töreninde, Türkiye’nin enerji konusunda kritik kararlarını
açıkladı. Toplantıda, Mustafa Aydın’ın 8 yıllık görev süresinin
bitmesi üzerine aynı göreve Sabancı Üniversitesi’nden atanan İTÜ
kökenli fizik profesörü Sondan Durakoğlu Feyiz
“Enerjide en önemli sorunların bu yıl pahalılık ve dışa bağımlılık”
olduğunu açıkladı.
Basın açıklamasında Proje çalışanları Prof. Dr. Çiğdem Kentmen Çin, Prof. Dr. Meltem Ucal, Doç. Dr. Gökhan Kirkil ve Yrd. Doç.Dr Emre Çelebi de bulundular.
Araştırma Kurulu 2015 yılında Kadir Has Üniversitesi bünyesinde Araştırma 12-27 Kasım 2016 tarihleri arasında gerçekleştirdi. Sonuçta; enerji bağımlılığı ve pahalılığı yine en büyük sorunlar, ancak sıralamada farklılaşma olduğu sonucu ortaya çıktı.
‘Türkiye enerji sisteminin en önemli sorunu nedir?’ sorusuna 2016’da ankete katılanların yüzde 38,6’sı ‘ithal enerjiye bağımlılık’ yanıtını verirken 2017’de bu oran yüzde 21,8’lik bir kayıpla yüzde 16,8 olarak gerçekleşti. Geçen yıl yüzde 30,8 oranla ikinci sırada yer alan ‘pahalılık’ ise yüzde 11’lik artışla yüzde 41,8’e yükselerek birinci sıraya yerleşti. Öte yandan, geçen yıl sadece yüzde 2,8 oranıyla alt sıralarda bulunan çevre sorunları bu yıl yüzde 13,6 oranında artarak yüzde 16,4 oranıyla üçüncü sıraya yerleşti.
Sorun sıralamasında pahalılığın ilk sıraya yükselmesine rağmen, fiyatları makul bulanların oranı arttı. Geçen yıl, katılımcıların elektrik fiyatlarını nasıl bulduğu sorgulandığında yüzde 85,8 ‘yüksek ve çok yüksek’ cevapları verilirken, yüzde 12,6 elektrik fiyatlarını normal bulduğunu belirtiyordu. Bu yıl yüksek bulanların oranı yüzde 79,8, normal bulanların oranı ise yüzde 19 oldu. Aynı şekilde doğalgaz fiyatları hakkında yöneltilen soruya verilen cevaplar geçen yıl yüzde 64,6 ‘yüksek ve çok yüksek’, yüzde 13,7 ‘normal’ şeklinde iken, bu yıl bu oranlar sırasıyla yüzde 56,5 ve yüzde 19,4 olarak gerçekleşti. Enerjinin ucuz olmasının çok önemli olduğunu düşünenler de yüzde 41,6’dan yüzde 39’a geriledi.
Türkiye’nin en önemli sorunlarında ise ekonomi ön plana çıkarken, demokrasi de sıralamaya girdi. Geçen yılki ankette Türkiye’nin en önemli üç sorunu olarak, eğitim (yüzde 27), iç güvenlik (yüzde 21,9) ve ekonomi (yüzde 15,7) görülürken, bu yılki sıralama ekonomi (yüzde 21,9), eğitim (yüzde 19) ve demokrasi (yüzde 11,9) olarak değişti.