Fransız karı-koca, topladıkları lavanta demetlerini ‘yağ’ çıkarılan tesislere götürüyordu. Ondan birkaç yıl önce Edirne Borsa Başkanı bir panelde “Trakya’da artık buğday ve ayçiçeğini bırakalım, katma değeri yüksek olan, örneğin lavantayı niye ekmeyiz?” diye sormuştu. Buğdaydan on kat değerli yağı... Sonra birkaç yıl önce gazeteci Bülent Ecevit, Isparta, Burdur ve Afyon yöresinde lavanta ekim alanlarının ortaya çıktığını söylemişti. En önemlisi de Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar’ı ‘Lavanta Hasat Şenliği’ne davet etmişti. Gerçekten şaşırmamak elde değil; Coşkun Aral’ın belgeselindeki ‘sahneleri’ gördüm. Mis kokulu mor bir deniz sanki... Kent ve kent çevresi tarımda yerel yönetimlere örnek olan Silivri Belediyesi Tarım Üretim ve Araştırma Merkezi’ne ‘gönüllü’ olarak gittim.
Keşke davet edilen çevre belediye başkanlarından ve milletvekillerinden biri de gelseydi, onlara ‘tarım madalyası’ vermek isterdim! Yoktular ki... Vekiller ilgisiz, belediye başkanları da ‘kıskanç’; o renkli görüntülerden mahrum kaldıkları gibi bir şeyler öğrenmekten de uzak kaldılar.
Şenliğe 1500’e yakın kişi gelmişti, bunların çoğunluğu da kadın ve gençti.
Alternatif bitki yetiştiriciliğine olan ilgi her yıl artıyor; belediyenin açtığı kurslara gitmeye, şimdi de bu yıl çocuklarını Türkiye’de belediyenin açacağı Tarım Teknolojileri adlı ilk özel liseye kayıt için sıraya girmişler. Sonrası da var; Tarım ve Yaşam Bilimleri Üniversitesi...
Dikkat çeken projelere imza atan ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun da gezip takdirle karşıladığı Özcan Işıklar, esas tarihçi ama artık tarımcı olmuş... “Biz İstanbul’un yanı başındaki yaşam şeklini koruyarak bu güzel memleketin her bir karış toprağına sahip çıkmak isterken, tarımı, üretimi, işsizliği de konuşmak istiyoruz” dedi ve ekledi:
“İstanbul’un üzerimize akıp gelen o gözü dönmüş arsa rantçılarına dur diyeceğiz. Bu topraklar bize lazım diyerek, mücadele vermeyi sürdüreceğiz.”