İSTANBUL Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Silivri, Selimpaşa ve Çanta İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisleri'nin de 2016 yılında tamamlanmasıyla birlikte "Marmara Denizi'ne bir damla atıksu akmayacak" demiş. Topbaş, İSKİ Genel Müdürü Dr. Dursun Atilla Altay basın mensupları ve milletvekilleri ile birlikte yapımı devam eden Selimpaşa İleri Biyolojik Arıtma Tesisi'ni gezmiş... "Vatandaşlarımıza bu güzelliği yaşatıyoruz" demiş ve bu üç arıtma tesisi için yapılan tünel ve kolektörler sayesinde Marmara Denizi'ne İstanbul'dan bir damla atıksu gitmeyeceğini müjdelemiş... Bütün havzadaki atıksuların toplanarak dev tünellerle ileri biyolojik arıtma tesislerine aktarılacağını, arıtılan suların bahçe sulamada ve sanayide kullanılabilecek kaliteye geleceğini de müjdelemiş!... "Eskiden dereleri açık kanal kabul etmişlerdi. Birileri bu dereleri kirletti, biz bunları temizliyoruz. Bunlar bir vizyon meselesi, geleceği görme meselesidir."
BAŞKANIN MANDA ÇİFTLİĞİ
(Kadir Topbaş'a ait Saray Muhallebicisi firmasının ihtiyacı için
Silivri'nin Büyüksinekli köyünde 600 mandalık bir çiftlik
kurulmuştu. Silivri Çevre Derneği Başkanı Ali Korsan, çiftliğin tüm
atıklarının, tarım arazileri ve Kınalı'daki yazlıkların arasından
Marmara'ya dökülen Kula Deresi'ne verilmesine tepki göstermişti.
Demek ki, bu atıklar İBB'nin projesi çerçevesinde arıtılmış
olacak.
Şimdi Trakya bölgesine dönelim... Ergene Nehri'nin kimyasal 'siyah'
atıkları hangi yöntemle Marmara'ya akıtılacak? Marmara birbirinden
habersiz iki ayrı proje ile korunabilir mi?
Peki bu konuda medyada ilginç değerlendirmeler yapılıyor. Ergene
havzasında kirlilikle mücadele için 2011'de başlayan Ergene Havzası
Koruma Planı'na göre başta 11 OSB'nin atıklarıyla kentlerin evsel
atıkları Marmara Denizi'ne verilecek. Tekirdağ Ergene Derin Deniz
Deşarjı AŞ'nin üstlendiği projenin ismi Tekirdağ Derin Deniz
Deşarjı olarak geçse de Orman ve Su İşleri Bakanlığı ona 'Şafak
Harekâtı' diyor. Proje beş yıldan beri 'ağır' şekilde yürüyor;
Çorlu ve Ergene bu nedenle tepkili...
Ergene Platformu'ndan Avukat Bülent Kaçar'a göre, deşarjda suların
arıtılıp arıtılamayacağı 'açık' değil. Marmara Denizi'nin sürecini
1954 yılından bu yana MAREM Projesi ile izleyen Hidrobiyolog Levent
Artüz, "Derin deniz deşarjı bir aldatmaca... Pisliği halının altına
süpürmek" derken, halk sağlığı uzmanlarına göre ise 1 milyon kişiye
ulaşan Ergene Nehri'ndeki ağır metaller insanları kanser
ediyor.