Hiçbir lider Kılıçdaroğlu kadar ağır eleştirilmedi
DÜNKÜ yazımıza devam ederek hatırlatmalara devam ediyoruz. Kılıçdaroğlu yine geçen hafta, “Bu kurultayda aday olacağım, ileride partiyi bilgili, birikimli, iyi bir sosyal demokrata devredeceğim; Böyle biri var ama görünür hale gelmesi lazım” diyerek, adeta “Parti benim malım, 2028 seçimlerinde 80 yaşında cumhurbaşkanı olunca, bu malımı 2028 yılına kadar yetiştireceğim veliahtıma devredeceğim” fermanını neşretti!
CAMBAZA BAK!..
CHP’li seçmen, halk, Genel Başkan ile en yakın yardımcıları arasında taban tabana zıt, birbirlerini yalanlayan açıklamalar konusunda 5 aydır bilgi, rapor, açıklama beklerken, Genel Başkan ‘Cambaza bak’ dercesine hâlâ “Muhteşem bir tüzük yapacağız” diyerek bu topa girmiyor, parti merkez oligarşisinin ‘kirli bohçası’ ortalığa saçılmasın diyor. Kılıçdaroğlu, “Veliahtımı da ben tayin ederim” diyerek, kurultay delegelerini tebaası, kapı kulları gibi görerek, “Beni seçmeye mecbursunuz, benden sonraki genel başkanı da ben belirlerim” buyruğunu tebliğ ediyor! Bu sözler, tavırlar normal bir aklın, psikolojik sağlığı yerinde bir beşerin ürünü olabilir mi?
Kılıçdaroğlu, 28 Mayıs’tan sonra sözleri ile her geçen gün düzeyini düşürüyor; Halktaki, CHP’li seçmendeki güvenini iyice yitiriyor; savruluyor, kendini ve partiyi daha da zora sokuyor; yerel seçimlerde bırakınız tavanda ittifakı, tabanda ittifakı bile riske sokuyor. Güvenilir anketlerde CHP’nin oyu yüzde 15’lerde!.. Anketlerde CHP’ye oy veren seçmenlerin yüzde 79’unun Kılıçdaroğlu’nun genel başkan kalmasını istemediği TV’lerde açıklanıyor; kalırsa sandığa gitmeyecekleri anlatılıyor. En önemlisi, sosyal medyada milyonlarca CHP’li seçmen bunu bizzat yazıyor! Halkın içinde yaşayan belediye başkanları, 2009 yerel seçimlerinde tıpkı şimdi Kılıçdaroğlu gibi o zamanda halk indinde ‘olumsuz obje, negatif figür’ olan Baykal’ın seçim propagandası için il ve ilçelerine gelmesini, o seçimlerde aday bulunanların istemedikleri gibi, Kılıçdaroğlu’nun da 2024 yerel seçimlerinde il ve ilçelere propaganda için gelmesinin istenmeyeceği endişesi ile ifade ediliyor ve genel başkanlıkta ibre Özgür Özel’e dönüyor dersek yandaşlık yapmak iddiamızın olmadığını belirtmişi olur muyuz?