Türkiye’de gündem her zaman yüklü. Bazen sabahtan akşama değişiyor. Ama Türkiye’de gündemin hiç değişmeyen ilk üç maddesinden biri “Ne zaman normale döneceğiz”dir. Yani SARS-COV-19 virüsünün yol açtığı COVID-19 salgınının ne zaman biteceğidir. Bu zor bir sorudur.
Salgının ne zaman biteceğinden ziyade, yeni normale ne zaman döneceğimizdir soru. Salgının ikinci dalgası, sadece Türkiye’yi değil tüm dünyayı daha şiddetli vuruyor. Sayılar ortada. Bir kısmı asemptomatik, hafif atlatan olsa bile 30 binlere dayandı. Etrafa bakıyoruz. Herkesin gözünde bir endişe, korku. Çorlu’daki bir aile dostumuza da bulaştı, yüreğimiz ağzımıza geldi, neyse ki atlattı... Ama asıl sorun sağlık sisteminin kapasitesi. Bunu unutmayalım.
Almanya’dan bir dostumuzla dün telefonla konuştuk. Vaka sayısı orada 20 bin civarında. Ama ölüm oranı bize göre çok yüksek. Yaşlı nüfusun etkisi var. Her ölüm bir can. Çok Türk de vefat etmiş oralarda. Almanya yarım karantina uyguluyor bizim gibi salgını yavaşlatmak için. Tam kapanma mümkün değil. Dostumuz Almanya’daki Sueddeutsche Zeitung gazetesindeki başmakaleyi okudu bize. Makale “Siyaset sınıra dayandı” diyor.