GEÇEN pazartesi günü gece yarısı, Meclis’ten geçen seçim kanunu değişikliklerinin seçim güvenliğini ortadan kaldırdığı konusunda büyük endişeler getirmesi özellikle muhalefet kanadında tartışılmaya başlandı.
Siyasi partiler ve seçim hukuku uzmanı, eski İzmir milletvekili Sabri Ergül, “Önümüzdeki iki seçimde güvenlikli seçim olmayacaktır” dedi.
Geçen hafta sonu yapılan CHP Tüzük Kurultayı’nda genel merkezin yetkilerini arttıran tüzük değişikliklerine karşı çıkarak parti içi demokrasiyi savunan Ergül, seçim kanunu üzerinde yapılan değişiklikler konusunda ‘büyük endişe taşıdığını’ anlattı ve ‘bu değişikliklerin seçim güvenliğini ortadan kaldırdığını’ belirtti.
Kamu hukuku, özellikle seçim hukuku objektif kurallara bağlanmıştır. Demokratik hukuk devletinde bu memur ‘Allah’tan korkar’, bu memur da ‘dürüsttür, çalmaz, hile yapmaz’ anlayışının hukuki normların düzenlenmesinde etkileyici olamayacağının altını çizdi.
Seçim güvenliği, ‘hür ve adil seçim’ yalnızca kişilerin, kamu görevlilerinin, hâkimlerin Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerinin, siyasi parti liderlerinin, bakanların, Cumhurbaşkanı’nın sübjektif değerlerine, namuslarına bırakılamaz. Anayasamız her insanın, hele kamu yetkisini kullanan her görevlinin hata, hile, yolsuzluk yapabileceğini öngören ve bunlara denetimle yaptırımlar getiren düzenlemelere yer vermiştir. Bütün çağdaş anayasalar böyledir.
Ergül’ün vurgulamaları şöyle:
“298 sayılı temel yasada AKP ve MHP ittifakı ile önerilen ve muhalefetin sert eleştirilerine rağmen 12 Mart 2018’de kabul edilen ve ‘seçim barajı, ittifak oylarının tek zarfa konması ve sayımı, sandık kurullarının oluşumu, sandıkların birleştirilmesi, kolluk güçlerini çağırma, mühürsüz zarf ve oyların geçerliliği gibi konularda yeni hükümler getiren düzenlemeler halkımızca 70 yıldır genel kabul gören ‘hür ve adil seçim’ anlayışını derinden sarsmıştır.