PROF. Dr. Ahmet Vefik Alp, yüksek mühendis, mimar, kentbilimcidir. İstanbul üzerine sık sık görüşler belirtir, projeler sunar. Dün 'Askeri alanlar ve mezarlıklar, hormonlu imara direnen son kalelerimizdir' başlıklı bir not gönderdi. Okuyalım:
"Son yıllarda Türkiye'nin başına musallat olan belalardan bir
tanesi de 'betonlaşma ve hormonlu şehircilik furyası'dır. Fikir
olarak doğru, ancak yer seçimi yanlış büyük ölçekli projeler de
bunlara ilave edilmelidir. Bu talihsiz süreçte ekolojik ve iklimsel
denge bozulmakta, tarihi ve doğal değerlerimiz bir bir
kaybedilmektedir. Askeri alanlar ve mezarlıklar kurtarılmış
bölgeler olarak bu bozulma ve tükenişe direnmeyi bugüne dek
başarmışlardır.
Askeri alanların imara açılması ve yer seçimi yanlış büyük projeler
şehirlerimizi birer 'Ekümenopolis' olmaya aday yapabilir.
Ekümenopolis, ünlü Yunan kentbilimci Doxiadis'in oluşturduğu bir
kelimedir. 'Polis', 'şehir' demektir. Büyüğü 'Metropolis', daha
büyüğü 'Megapolis'tir. Skalanın en tepesinde ise kâbus ve korku
şehri 'Ekümenopolis' vardır. Herkesin anlayacağı dilden söylersek,
Ekümenopolis nüfusu 30 milyonlara dayanmış, her tarafı betonlaşmış,
havası, yeşili, suyu tükenmiş, yaşanması bir ıstırap, bir çile
olan, hormonlaşmış, hastalanmış, bitkisel yaşama girmiş, ölümü
bekleyen kanserli kentleri tanımlamak için kullanılmaktadır.