İSTANBUL büyük bir susuzluk tehlikesiyle karşı karşıya diyoruz geçen ocak ayından beri... Dünyada büyük bir kuraklık başlıyor dedik; dünyada artan sıcaklıklar, tarımdaki ve sanayideki savurganlıklar kontrol altına alınmalı, hiç olmazsa ‘tasarruf’ olgusu öne çıkarılmalı dedik... Türkiye coğrafyasının yüzde 3’ünü oluşturan Trakya bölgesi imar bakımından korunmalı dedik. ‘Kanal İstanbul’ ile İstanbul’un canına okumaya başladık...
Trakya’dan taşıma su ile İstanbul rezidanslarına su yetiştiremezsiniz dedik, dinleyen olmadı. Yağmur geliyor dendi, o gelen yağmur ancak iki ay sürekli yağarsa yeraltı sularının yarısını karşılar; tabii böyle bir şey olmayacak!