TRT'nin TRT-TÜRK TV kanalında 'Nasıl Oldu Ne Oldu' adlı bir program yayınlanıyor.
2016’nın ilk yayını 3 Ocak 22.30’da, ertesi gün de 04.30-05.00 arasında tekrar edildi. Programın sunucusu Alper Üstündağ, konuğu ise Yavuz Bahadıroğlu idi. Almanya’dan Dursun Atılgan, Bahadıroğlu’nun not alabildiği yanlı, yanlış ve kinci beyanlarını özetlemeyi önemli bir görev sayıyor.
Programda, 14 Mayıs 1950’de yapılan genel
seçimleri kazanan DP göklere çıkarılırken, CHP kuruluşundan
itibaren yerin dibine sokuluyor. İşte insanın kanını donduran ve
katlanması olanaksız olan bazı cümleler:
-14 Mayıs 1950’ye kadar iki kıble vardı: Birisi devletin, öteki
milletin. Demokrat Parti milletin kıblesini geri verdi... En büyük
yatırım Cumhuriyet dediler. Ama içi boş. Saddam’ın da cumhuriyeti
vardı, Sovyetler Birliği‘nin de cumhuriyeti vardı... 1950’den sonra
camiler yeniden inşa edilmeye başlandı.
Radyoda ezan okunmaya başlandı... Tanrı uludur sözünü kimse
anlamıyordu... Camilerde imam yoktu.
Öğretmenler camileri basardı, hatta bazen jandarmayla birlikte
basardı... Eski dönem ekmek karnesi dönemidir... Bir ara
‘Tanrısızlığın İlmihali’ başlıklı bir kitap gösterdi.... Çarşafla
mücadele haftası vardı... Millete ideoloji dayatılıyordu. Millet 14
Mayıs 1950’de DP’ye 493, CHP’ye 31, MP’ye de 5 milletvekili
verdi... O günkü oy dağılımı haritasıyla bugünkü oy dağılımı
haritası aşağı yukarı aynı.
Türbeler yeniden açılmaya başlandı... Din öğretimi serbest
bırakıldı... Ve bunun üzerine 1960’ta darbe yapıldı.
Böyle taraf tutucu ve siyasal kutuplaşmayı şiddetlendirici Atatürk
Türkiye’sini vicdansızca ve yalanlarla suçlayıcı bir programın, TRT
gibi bir devlet kurumu tarafından yayınlanmasının etik dışı ve
hukuk dışı olduğunu söyleyen, Almanya’dan Dursun Atılgan, “TRT
yöneticileri hakkında RTÜK’ün bir soruşturma başlatmasını ve
konunun TBMM’nin gündemine getirilmesini istiyoruz” dedi.
Atık yağ ve hayvan atıkları sorunlarından kimler sorumludur
Geleceğimizi düşünen yok
MESLEKTAŞIMIZ Mehmet Y. Yılmaz’ın dünkü “Atık
yağlar denize mi dökülsün?” sorusunu haklı olarak bu kez Enerji
Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK) Başkanı Mustafa Yılmaz’a sorsak,
ne cevap verebilir?
Veremeyecek çünkü ‘Motorin Türlerine Yağ Asidi Metin Esteri
(YAME/BİODİZEL) Harmanlaması Hakkında Tebliğ’i unutmuş olsa
gerek...
EPDK’nın resmi internet sitesinde geçen yılın mayıs ayında, atık
bitkisel yağdan elde edilen biyodizelin motorine harmanlaması
taslak metnini kamuoyunun görüşüne açtı.
İki ay askıda kalan metinde şöyle deniliyor:
“Bu tebliğ, enerjide dışa bağımlılığın azaltılması, kaynak
çeşitliliğinin artırılması, bitkisel atık yağların etkin olarak
geri kazanımının sağlanması, çevre kirliliğinin azaltılması ve
Avrupa Birliği’nin yenilenebilir enerji politikalarına uyum
sağlanması amacıyla hazırlanmıştır.
Tebliğin motorin türlerine bitkisel atık yağdan elde edilen
YAME’nin harmanlanmasına ilişkin usul ve esasları kapsadığı
belirtiliyor.
Konu yıllardır kaç kez gündeme getiriliyor, unuttuk.
AB’den örnek alınan bir sistemin uygulanmasını bir takım güçler
engelliyor.
Aynı şekilde Tarım Bakanlığı, Hayvansal Yan Ürünler Yönetmeliği’ni
uygulamaya sokmadığı gibi... 2011’de yayınlanan yönetmelikte, insan
tüketimi amacıyla kullanılamayan hayvanların gövdeleri veya
parçalarından elde edilen işlenmiş proteinleri ve yağları ile
beslenmesi yasaklanıyordu. Atık yağlarda olduğu gibi tavuk unu ve
tavuk yağının hayvan yemlerinde kullanımı bir yıl uzatıldı ne yazık
ki...
O ‘güçler’ iyi şeyleri bir şekilde engelliyor.