Yalçın Bayer Hürriyet Gazetesi

Vekiller de 'azil' olur mu

AİHS seçim hakkını temel bir insan hakkı olarak düzenlemiş bulunuyor. Anayasa madde 67 ile de seçme-seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı teminat altına alınmış durumda... Seçim işlemi sonucu...

20 Ekim 2017 | 145 okunma

AİHS seçim hakkını temel bir insan hakkı olarak düzenlemiş bulunuyor. Anayasa madde 67 ile de seçme-seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı teminat altına alınmış durumda...

Seçim işlemi sonucu, seçilen kişinin siyasi statüsü, atama ile görev pozisyonu elde etmiş kişilerden farklı...

Seçilmiş kişilerin istifasını istemek, demokratik seçimlerin tabiatına uymuyor. Siyasi baskı sonucu veya ahde vefa nedeniyle istifa tasarrufunu ‘istifa tek taraflı bir işlemdir’ gerekçesi altında meşrulaştırmak mümkün değil.

Siyasi Partiler Kanunu uyarınca, aday tespitinin takdiren yapılmasına rağmen seçim ve seçilme, seçme işleminden sonra seçmenlerin de sorumluluk aldığı demokratik bir mahiyeti kazanıyor.

Bu noktadan sonra seçim sonuçları üzerinde tek taraflı ve takdiren bir tasarrufta bulunmak, sözleşmeye, Anayasa’ya ve demokratik teamüllere aykırı.

Bugün yapılmakta olan uygulamada, seçilen kişilerin parti yararına olarak görevlerini bırakması istemi, ‘dolaylı bir azil’ işlemi olup, yeni anayasal düzen ile ilgilidir.

Tek kişilik yürütme olarak formüle edilen Cumhurbaşkanlığı sisteminde, cumhurbaşkanı aynı zamanda parti genel başkanı olduğu için, (siyasi partiler ve Seçim

Kanunu değişmedikçe) bütün partili adayların tek seçicisi konumundadır. İlgili adayların inhası, teklifi ve seçilenlerin ‘istifaları istenmek suretiyle’ bir nevi azli işlemi, kendisinin münhasır yetkisinde olup, gerekçenin parti davası, ülke yararı, seçmen yararı gibi bir nedene dayanmasının kayda değer bir ehemmiyeti bulunmamaktadır.

Sadece belediye başkanları değil, milletvekillerinin de istifaya davet edilmesi ve parlamento çoğunluğu tarafından onaylanarak dolaylı azil işlemine tabi tutulması da mümkün olabilecektir.

Bu nasıl düzenlenecektir? Esas ve hemen hemen çözümü imkânsız olan sorun budur.


AKŞENER GELDİ AKP YENİLENMEYE BAŞLADI
ISPARTA Bağımsız Milletvekili Nuri Okutan’la görüştük. Aydın çevrelerin yakından tanıdığı eski bir Vali... Siirt, Sakarya, Trabzon ve Şanlıurfa Valiliklerinde bulundu; her ildeki görevlerinde sevildi; en çok sevildiği için ise Siirt olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü Siirt’i, Okutan’ın aşılama ve yeni ekimlerle antepfıstığı üretiminde yüksek verim sağladı.

Vehbi Koç Vakfı’nın kendisine verdiği 100 bin dolar ile ödül ile 5 derslikli 100 öğrenci kapasiteli okul öncesi eğitim kurumu yaptırdı; MEB kuruma  annesinin adını ‘Fatmana’ verdi. Siirt (kızların okula gitme oranını yüzde 40’dan 90’a çıkardı), Sakarya ve Şanlıurfa’da uyguladığı eğitim modeli BM tarafından örnek alınarak ‘Okutan Eğitim Modeli’ adıyla evrensel bir sistem haline getirildi. Sitesini okuyunca buna benzer başarılar için övgüyü hak ediyor Okutan... Milletvekili seçildikten sonra 40 vekilden 5’i ile birlikte Meral Akşener hareketine katıldı. 15 yıllık valilik süresini “Ben partinin değil devletin valisi oldum” diyor. Örgütlenme için yurtta gezmediği yer kalmamış...

AKP’de belediye başkanlarının istifaları gündeme gelirken “Yeni partinin, daha şimdiden AKP ve MHP’yi ciddi biçimde etkilediğini” söylüyor. Şu sözleri ilginç:

“AKP, kadrolarını ve belediye başkanlarını yenileyerek ‘yeni’ görüntüsü vermeye çalışıyor. Yeni ve yenilikçi olmamızdan rahatsızlık duyuyorlar ve rolümüzü elimizden kapmaya çalışıyorlar. Ülkemizi ve demokrasimizi bir an önce normalleştirmeliyiz. Bir an evvel olağan hayata ve olağan yönetim tarzına geri dönmeliyiz. Halkı endişeye, birbirinden korkmaya, karşılıklı gerginliğe iterek siyasi rant elde etmek ancak vicdansızların başvuracağı bir formül olabilir. Türkiye bu vicdansızlığı yapanların eline terk edilmemelidir. Korku, baskı ve gerginlik ortamı bir an evvel bitmelidir. Bunun yolu hukuku, meşruiyeti, demokrasiyi, hak ve özgürlükleri her şeyin üstünde tutmaktan ve egemen kılmaktan geçiyor. Biz bu amaçla yola çıktık. Bizim öncelikli hedefimiz ülkemizin normalleşmesi. Öylesine kutuplaştık ki ülke olarak normal olan, makul olan tuhaf olarak görülüyor. Ülkemizi bu durumdan bir an evvel çıkarmak istiyoruz. Basılmamış kitaptan suç üretenleri görmüştük, şimdi de program taslaklarından niyet okuması yapanların yaptığı ağır haksızlıkla karşı karşıyayız.


GÜZEL GÖZLÜ EŞEĞİ TANIMAK İSTER MİSİNİZ
ESKİŞEHİR Büyükşehir Belediyesi, çevreyi kirletenlere esprili tepki göstermek amacıyla Porsuk Çayı kıyısına bank üzerinde oturmuş ‘Çekirdek Çitleyen Eşek’ heykeli koymuştu. EBB Yılmaz Büyükerşen, “Karikatürize edilmiş bu heykeli koyarak çevre temizliğine mizahi bir açıdan dikkat çekmek istedik” demişti.

Osmanlı’dan beri üç ‘Eşek Kitabı’ (Harname) yazılmış. Sonuncusu Prof. Dr. Hayrullah Şanzumi’ye ait. Eşek ve eşekler üzerine ‘dini, tarihi, felsefi, coğrafi, siyasi, idari, iktisadi, sosyolojik’ bir tahlil yapıyor. “Nedir bu eşekli kitap” diye sorunca diyor ki: “Beni yok etmesinler diye adımı Hayrullah Şanzumi yaptım. Edebiyatta ’mahlas’ vardır, ben de onu kullandım.”

‘İntizarname’ adlı kitabında da ‘eşek’ konusunda şöyle bir bilgi veriyor: “Kuan-ı Kerim’de direkt olarak altı ayetin başlı başına eşek metaforunu istimal eylediğini de biliyoruz. Size, eşekten direkt olarak bahseden beş ayrı suredeki altı ayeti kerime: “1) Nahl suresi 8. ayet, 2) Müdessir suresi 48. 56. ayetler; 3) Cuma suresi 5. ayet; 4) Bakara suresi 259. ayet; 5) Lokman suresi 19. ayet.”


NE KATALANLAR NE PKK BAŞARILI OLABİLİR
MUSUL/Kerkük sorunu 1923 yılından beri hep vardı. Lozan’da almak için çok uğraşılmış fakat 1926 yılında kesin kaybedilmiştir. Gerisi diplomasidir. Bu havzayı kimseye vermezler. Barzani, Irak hükumetinin zayıflığından Kerkük’ü işgal etmiş, ama saman alevi gibi bir günde bırakıp kaçmıştır. Olması gereken de buydu. Irak hükümeti arazisine sahip çıkmıştır. Şimdi ekonomik ve sosyal gelişmeleri inceleyelim:

1- Musul’da petrol bitmiş, ama az olarak vardır. Irak’ta petrol, kuzeyde 150 milyon tonluk yıllık üretim, ile Güney Basra Rumailah’da 150 milyon tonluk yıllık üretim kapasitesi vardır. 2003 Irak-Amerika savaşında her iki havzada da üretim çok azalmıştı. IKYB’de ise toplam 10 milyon ton (7 yıl) petrol vardır ki, bu petrol bir kısmı karayolu tankerleriyle, büyük kısmı da ITP boru hattıyla Yumurtalık’a sevk edilmektedir.

2- Irak hükumeti BP İngiliz şirketi kanalıyla, Rumailah’daki sahayı onarmış, kapasite yıllık 150 milyon tona erişmiştir. Kerkük sahası ise çok harap olmuş, ancak 600.000 varil=30 milyon ton/yıllık üretim yapıyordu.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sahte gıdalar pek çok 22 Kasım 2024 | 90 Okunma Erdoğan’dan memur, emekli ve asgari ücretliye gönenç payı verilebileceğinin sinyali geldi: Memur ve emekliye ‘müjde’ satır aralarında 21 Kasım 2024 | 2.584 Okunma Bir Muazzez İlmiye Çığ anısı 20 Kasım 2024 | 706 Okunma Ceza tutarlı tavır mıdır 19 Kasım 2024 | 84 Okunma 4 milyona yakın emekliye sıfır zam tehlikesi... Emekliye yüzde 15 zam yolda 15 Kasım 2024 | 518 Okunma