AVRUPA Yargı Kurulları Ağı'nda (ENCJ) de gözlemci statüsünde
bulunan Hâkim ve Savcılar Yüksek Kurulu, 15 temmuz sonrası görevden
alınan çok sayıdaki hâkim ve savcı hakkında yeterli gerekçe
gösterememesi nedeniyle eleştiriliyor.
Darbe kalkışması sonrası gündeme gelen kitle halinde yargı mensubu
ihracı, ‘yargı bağımsızlığı’ konusunda Türkiye’nin durumunu
tartışmaya açtı. Teknik olarak, yasama ve yürütme karşısında
yargının bağımsız olması, hukuk devleti olmanın temel ve
vazgeçilmez şartı.
Yargıya dönük tasarrufların gözetimini ve denetimini yapan kurum
olan, Avrupa yargı kurum ve kurulları yapısı içinde, AB aday ülkesi
olarak Türkiye’yi temsilen HSYK’nın sahip olduğu gözlemci statüsü
askıya alınabilir.
OHAL kararnamelerinin verdiği sınırsız yetkiye dayalı olarak,
HSYK’nın yargı mensuplarını orakla biçer gibi biçmesi, gerekçe
bakımından yeterli özenden yoksun bulunuyor.
Avrupa Yargıçlar Birliği Başkanlığı da aynı endişeleri ve
eleştirileri dillendirirken, bir adım öteye gidiyor, anılan
tasarruflarının, uluslararası bir komisyon tarafından denetim
altına alınmasını talep ediyor.
15 Temmuz sonrası, AİHS madde 15 uyarınca, bazı yükümlülüklerin
askıya alındığı Avrupa Konseyi’ne bildirilmiş olmasına rağmen, ulus
üstü kurumlar denetimlerini sürdürüyorlar.
Sözleşmesel hak ve özgürlükleri koruma yükümlülükleri ancak,
‘geçici, kısıtlı ve denetimli’ olarak askıya alınabiliyor,
‘layüsel’ uygulamalar, sözleşme ihlali olarak değerlendirilme
tehlikesi taşıyor.