ANKARA'da dün 'Savaşa hayır' temalı ve yurtdışı dahil, yüksek katılımlı bir barış mitingi, dolaylı olarak, HDP'nin siyasetine destek amacı da taşıyordu ama toplanma mahallinde patlayıcılar devreye sokuldu ve bir katliam yaşandı.
Türkiye'nin karşılaştığı en büyük hain saldırı ile karşı karşıya
kaldık.
Yüreklerimiz yine parçalandı; acılarımız yine tazelendi.
Kaos ve panik havası ile Türkiye yangın yerine çevrilmek
isteniyor.
Cumhuriyet tarihinin en kanlı terör saldırısında en az 95 kişinin
ölmesi ve 246 yaralı olması dünyada büyük yankı uyandırdı.
Vatandaşlarımızın sağduyusu sahibiydi.
Herkes sorumluluğunu korumak istiyordu.
Güneydoğu'dan sonra terörün başkent Ankara'da gerçekleşmesi
Türkiye'yi sarstı.
Hemen "Bu saldırganlar bu kadar nasıl rahat hareket edebiliyorlar"
sorusu gündeme geliyor.
Terör nedeniyle dün hemen her kurumdan tepki doğdu; TÜSİAD'dan
DİSK'e, gazeteci örgütlerinden iş dünyasına kadar...
Bunlar yetiyor mu? Bize göre kınamak yetmiyor.
Bu olayın bağışlanır yanı da olamaz.
Hainliğin karşısında insanlarımızın can güvenliği nasıl
sağlayacaktır?
İktidardan bu güvence beklenmektedir.
Gerginliğin, kavganın hiçbir yararı olmuyor.