ESKİ DPT uzmanı, ekonomist ve eski CHP milletvekili Ali Nejat Ölçen Odatv’de diyor ki:
“YSK Başkanı Sadi Güven, pazar günü halkoylaması devam ederken
mühürsüz oy pusulalarının geçerli sayılacağını açıklamış ve AKP
temsilcisinin müracaatı üzerine bu açıklamayı yaptığını da
belirtmiştir. Aslında, AKP’nin böyle bir müracaatı olmuşsa bunu YSK
yönetimi kararı haline getirmesi gerekirdi.
Türk Ceza Kanunu’nun 250’nci maddesi (irtikap; ikna veya icbar
yoluyla kamu görevlisini zorlamak) şöyle: ‘Görevin sağladığı nüfuzu
kötüye kullanmak suretiyle kendisine ve başkasına yarar sağlamasına
ve bu yolda vaatte bulunmasına bir kimseyi icbar eden kamu
görevlisi beş yıldan on yıla kadar hapis cezasıyla
cezalandırılır.’
YSK Başkanı Sadi Güven mühürsüz oy kullanılmasına olur vererek
görevlileri buna icbar etmiştir.
Demokratik kitle örgütleri ve muhalefetteki siyasal partiler,
yakınmakla yetinmemeli, YSK Başkanı’nın görevini kötüye
kullanmasını kanıtlarıyla cumhuriyet başsavcılığına başvurarak YSK
Başkanı’nın yargılanmasını sağlamalıdır.
ANAYASA MAHKEMESİ BAŞKANI
Ölçen’in bu yazısını okurken, öğleden sonra Cumhurbaşkanı’nın
Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan’ı kabul ettiği haberi geldi.
Bu kadar hassas bir dönemde Erdoğan’ın, eskiden yanında danışmanlık
yapan Arslan’la bu görüşmesi merak uyandırdı. Yüksek yargı
organlarının bu tartışmalı konular gündemdeyken yüksek kamu
görevlileri ile temasları sorun doğurabilir. Bu nedenle dikkatli
olmak gerekir; cezai sorumluluk ile karlılaşma tehlikesi doğar.
Ortalık karmakarışık durumda!
KURALSIZ BALIKÇILIK DENİZLERİ KURUTTU
DENİZLERDE balık avı sezonu yine buruk bitti. Büyük umutlarla 1
Eylül’de ‘Vira bismillah’ nidaları ile denizlere açılan balıkçılar
bu sezon da umduğunu bulamadı.
Neden mi? Çok sebep var.
Araştırmalarda lüferin yüzde 97’sinin, istavritin yüzde 61’inin,
tekirin yüzde 16.7’sinin, sardalyenin yüzde 8.2’sinin, hamsinin
yüzde 2.2’sinin, mezgitin yüzde 1.8’inin yasal boylarının çok
altında olduğu belirlendi. Bu vahim tablo karşısında denizlerde
balık türü kurumaz da ne olur?
Ağlara ne geldiyse, takıldıysa tutulmuş, tezgâhlara konulmuş,
vatandaş da küçüklüğüne, boyuna posuna aldırmadan, sorgulamadan
satın alıp afiyetle mideye indirmiş. Hem avlayan hem satan hem de
satın alan bizler suçluyuz bugünkü olumsuzluğun oluşmasında,
denizlerin kurumasında.