AKP neredeyse iktidarda 13 yılı bitirdi; dahası 5. kongresini yaptı. CHP ile karşılaştırınca, 'otoriter' AKP'nin daha az kongre yaptığı ortaya çıkıyor. Bunun nedeni, 'hizipleşme' olmaması, her şeyin 'tek elden' yürütülmesi, 'biat' kültürünün egemen olması...
Dünkü kongrenin 'ağırlığı' Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'la
başlıyor. 'Büyüklüğü' de parasal olarak ortaya çıkıyor. Çok bilinen
ama Erdoğan'ın ismi AKP ile özdeşmiş durumda. Onu daha dört-beş
seçimle 'götürmek' olanaklı değil bana göre. Ciddi bir çalışma
yürütüyorlar, her şey planlı ve programlı... Üyeleri çok
çalıştırılıyor, yoğun bir temas yürütülüyor vatandaşla...
AKP'de böyle böyle 'dev' oluyor. Partinin bu yılki bütçesinin 425
milyon TL olduğu açıklanırken, çok kişi şaşırdı. 1 Kasım
seçimlerinde 160 milyon TL harcanması öngörülüyor. 91 milyon TL
örgütlere yardım olarak veriliyor, 55 milyon TL basın yayın
harcaması olacak. Bunlara reklamların da dahil olması gerekiyor.
Genel Merkez harcamaları, elektrik, su vb gibi harcamalar da bu
bütçeye dahil... Yıl sonunda ise tüm harcamalardan sonra "30 milyon
TL bütçe fazlası olacak"...
Yani Borsa İstanbul'un geçen yılki cirosunun 400 milyon TL olduğu
düşünülürse AKP'nin mali olarak büyük bir 'holding' ölçeğinde
olduğu düşünülebilir.
Açıklanan bütçe tahmini için yapılan ilk oylama "Kabul edenler,
etmeyenler" denilerek yıldırım hızıyla geçiyor.
Tüzük değişikliği ile iki yeni (İnsan Hakları ve Çevre ve
Şehircilik Genel Başkanlıkları ile Siyasi Erdem ve Etik Komisyonu)
kurul oluşturuldu. 1 Kasım'da yapılacak 26. dönem seçimi için 25.
dönemin hesaba katılmaması gibi oylamalarda da hiç zorlanılmadı.
Genel başkan adayı (Davutoğlu) 50 MKYK ve 5 Disiplin Kurulu
üyelerinin isim listeleri okundu ve hiçbir isim üzerine itiraz eden
olmadı.