Seçim sonuçlandı ve Türkiye başkanlık sistemine geçti.
Şimdi sorulması gereken soru şu; başkanlık sistemi, parlamenter
sistemin sağlayamadı ne tür faydalar sağlayacak?
Yeni sistem öncelikle siyasi istikrar sağlayacak.
Siyasi istikrar deyip geçmeyin, Türkiye’nin geçmiş tarihine bir göz
atarsak, siyasi istikrarın ne kadar önemli olduğunu görürüz.
Rakamlarla anlatalım; genç Türkiye Cumhuriyeti, 1923-1938 döneminde
ortalama yüzde 7.8 büyüdü.
Büyüme, 1950-1960 yılları arasındaki DP’nin tek parti iktidarı
döneminde yüzde 6.3 oldu.
Türkiye, AP’nin tek başına iktidar olduğu 1965-1971 yılları
arasında da yüzde 6 büyüdü.
Büyüme hızı, AK Parti’nin tek başına iktidar olduğu, küresel kriz
öncesi 2002-2007 yılları arasında ise yüzde 6.8’e ulaştı.
Hatta 2004’de yüzde 9.4, 2005’te de yüzde 8.4 gibi rekor oranlara
ulaştı.
Oysa büyüme, siyasi istikrarın olmadığı koalisyon hükümetleri
iktidarında 1991-1994 döneminde yüzde 2.7’ye, 1995-1999 döneminde
ise yüzde 4.2’ye düştü.
1999-2002 yılları arasındaki koalisyon hükümetleri döneminde ise
yüzde 1.2’ye gerileyerek dip yaptı.
Hatta yüksek enflasyon belası dahi hayatımıza 1971-1980 yıllarını
kapsayan koalisyon hükümetleri döneminde girdi…
1991-2002 yılları arasında ömrü 1 yıldan az olan 5 hükümet kuruldu
ve bu dönemde dış borcun GSMH’ya oranı ise yüzde 78'lere ulaşarak
cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdı…
Oysa özü itibariyle siyasi istikrar vadeden başkanlık sistemi;
meclis dışından atanacakları için bakanlara daha özgür karar
alabilme olanağı sunuyor...