Kısır döngülerle beslenen, kalıcı ve yapısal faktörlerin alışılmadık kombinasyonlarıyla körüklenen ve her geçen gün biraz daha kötüye giden “gelir ve refah eşitsizliği”, ülkelerin kendi içinde ve ülkeler arasında o denli arttı ki artık çözüm fırsatları da gittikçe azalıyor.
Nitekim Ekonomi İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) derlediği verilere göre, “Gelir eşitsizliği, son elli yıldır en yüksek düzeyde ve halen OECD ülkeleri genelinde, nüfusun en zengin yüzde 10’luk kesiminin ortalama geliri, en yoksul yüzde 10’luk kesime göre yaklaşık dokuz kat daha yüksek. Ayrıca, bu oran 25 yıl önceye göre yedi kat daha fazla.”
Sorun tartışılıyor