Biz Batı’yı demokratik, inanılır ve tarafsız bilir, sık sık
onları örnek verir ve hatta imrenirdik. Son yıllarda Batı’nın
ve özellikle de Kıta Avrupa’sında yer alan devletlerin yaptığı
ayrımcılık ve gerçeği çarpıtma girişimleri bizi Batı’dan soğuttu,
onların tarafsızlığına olan güvenimiz sarsıldı.
İsviçre ve Fransa’da “Ermeni soykırımı olmadığından bahsetmek” bile
yasaklandı. Düşündüğünü söyleme, ifade ve basın özgürlüğü bu
ülkelerde rafa kaldırıldı. Bu ülkeler bir taraftan da Hz.
Muhammed’i eleştiri sınırları dışında küçük düşürmeyi, ifade ve
basın özgürlüğü saydılar. Danimarka, Belçika, Hollanda, Avusturya
da onlara katıldı. Bu gelişmeler, İslam-Hıristiyan medeniyetler
çatışmasını gündeme getirdi.
Bu devletler içinde, demokrasi, insan hakları, piyasa ekonomisi, açıklık ve tarafsızlık uygulamalarıyla öne çıkan İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD) hâlâ güvenilirliklerini koruyor. Ancak, ABD’nin başlattığı son vize krizi anlaşılabilir gibi değil.
Kişi, grup değil, herkes
Batı’da artık garip düşünce biçimleri yeşeriyor. Bunlardan bazılarını aşağıda sıralıyorum.
“Bütün teröristler Müslümanlardan çıkıyor. Öyleyse, her Müslüman potansiyel teröristtir.” Oysa teröristin ne dini ne de milliyeti vardır. Tarih boyunca, her din ve milletten terörist çıkmıştır.