2000’lerin son yıllarına kadar merkez bankalarının başkanları, kurumlarını siyasilerin aşırı müdahalesinden korumak için; uzun vadeli toplumsal hedeflerin değil, kısa vadeli siyasi amaçların öne çıkacağından korkarak, sınırlı şeffaflığı isteyerek seçti. Onlarca yıl boyunca ABD Merkez Bankası Federal Reserve’in tuhaf sözcüklerle, yani “FED lisanı” ile yaptığı açıklamalar, küçücük bir ifadeyi iletebilmek için çok sayıda karmaşık sözcüğün kullanıldığı, İngilizce’nin ağdalı bir diyalekti olarak görülüyordu.
FED’in uzun yıllar (1987 - 2006) başkanlığını yürüten Alan Greenspan’in işaret ettiği gibi, bu “bilinçli bir perdeleme lisanı” idi. Ayrıca, FED yetkilileri bu lisanda epey ustalaşmış ve “ağızlarında geveleyerek mırıldanmayı” öğrenmişlerdi. Bu nedenle, her ABD finans kurumunda “FED watcher” denilen, FED’in karar ve açıklamalarını yorumlamakta ustalaşan kişiler istihdam ediliyordu. Bazı kurumlarda, hâlâ bu konuda görevli kişiler istihdam ediliyor.
Merkez bankaları perdenin arkasındaki adam gizemini, ellerindeki güç araçlarından biri olarak görüyordu.