Mikrodalga gücünün kullanıl-ması ve lazer kullanan ileri iletişim tekniklerinin geliştiricisi Henry Kressel, bir ülkede yeni icat ve buluşların nasıl geliştirileceği konusunda bu ayın American Affairs dergisinde bir makale yayımladı. Kressel, 20. yüzyıl başında Edison Çağı olarak adlandırılan, icatlar bolluğunun nasıl olup da gittikçe azaldığını açıklamaya çalışıyor.
Edison’un “icat merkezi” o yıllarda 1.093 patent alarak bu konuda bir rekora imza atmış bulunuyor. Edison, hiçbir icadını kendi başına yapmadı ama icatlar yapan bir ekip kurdu. Ekibinde, bilim adamları, fikirleri uygulamaya sokmak üzere eğitilmiş pratisyen mucitler ve yapılan icatların piyasaya sürülme prensiplerini hazırlayıp uygulayan kişiler yer alıyordu. Bu icatlar zaman içinde bu icatlara bağlı sanayilerin doğması sürecine neden oldu.
Edison’un “icat merkezi” fikri, ABD’de benzer merkezlerin oluşmasına yol açtı. Ülkenin zenginleri de yapılacak yeni icatları piyasaya sürerek büyük kârlar elde etme beklentisiyle bu merkezleri destekledi. AT&T’nin Bell laboratuvarları, IBM, RCA, Westinghouse, General Electric şirketleri böyle kuruldu. Sadece Bell laboratuvarlarında 20.000’den fazla bilim adamı, mühendis ve uygulayıcı eleman çalışıyordu. Bu şirketlere devlet, belli konularda tekel olma olanağı sağlamıştı.