İki haftadır Kredi Garanti Fonu (KGF) hakkında yazıyorum. Yazılarım hakkında; hem yurt içinden, hem yurt dışından, hem de KGF Yönetimi’nden çeşitli bilgilendirmeler geldi. KGF’den gelen bilgilendirme yazısında iki konuya değinilmekte ve aşağıdaki bilgi verilmektedir.
a) Kredi Garanti Fonu 250 milyar TL’lik desteği Bakanlar Kurulu Kararı ile Hazine Müsteşarlığı’ndan sağlanan 25 milyar TL kontrgaranti sayesinde verebilmektedir. Dolayısıyla, KGF’nin sermayesi sadece özkaynaklarından vermiş olduğu kefalet desteklerinde mevzubahis edilebilir.
b) Bahsettiğiniz yüzde 7 batık kredi oranı, şu an gerçekleşen geri dönmeyen kredi oranı değildir. yüzde 7 oranı bankaların portföyünün tamamı üzerinden tazmin edilecek NPL oranıdır. KGF’ye Hazine kaynağı sağlanan ilk tarih olan 2009 yılından itibaren tazmin edilen tüm kredilerin toplamı, sadece 200 milyon TL’dir.
Hazine’nin katkısı
KGF’nin, Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı Projesi’nden, Avrupa Yatırım Fonu’ndan ve Hazine Müsteşarlığı Fonu’ndan belli şartlarda kullandırılan kredi ve kefalet kaynakları vardır. Ayrıca, Eximbank’ın ihracatı geliştirmek amacıyla, KGF’den 100 milyar TL ilave kefalet limiti bulunmaktadır. KOSGEB, TUBİTAK, Türkiye Teknolojileri Geliştirme Vakfı gibi kuruluşların desteklediği projelerde de kefalet desteği sağlanmaktadır.
Hazine Müsteşarlığı’ndan KGF’ye 2 milyar TL’lik kaynak sağlanmış ve 25 milyar TL Hazine kontrgarantisi verilmiştir. Bu kontrgaranti karşılığında, KGF, 250 milyar TL’lik krediye garanti verebilmektedir. Yani, kredilerin geri ödenememe riskinin yüzde 10 oranında olacağı düşünülmüştür. Bu oranın üzerindeki bir risk, Hazine’ye ek yük getirebilecektir. Hazine’nin verdiği 25 milyar TL tutarındaki kefalet de, halen kullanılmış değildir. Şimdiki durumda, sistemin bu bölümünün uygulanmasında fazla bir risk görünmüyor. Sadece, kredilerin geri ödenmesinde aksaklıkların başlaması bir risk olarak karşımıza çıkabilir.
Geri ödenemeyen kredi