Müzisyen Orfeus’un sevgilisi güzel Euridike; kötü niyetli bir delikanlıdan kaçarken, üstüne bastığı bir yılanın sokmasıyla, tanrı Hades’in Ölüler Ülkesi’ne göçüp gitti...
Sevgilisi müzisyen Orfeus da, lirini çala çala, Ölüler Ülkesi’ni yöneten karı-koca tanrıların; Persefone ile Hades’in yanına varabildi.
SEVGİLİSİNİ ÖLÜLER ÜLKESİ’NDEN GERİ GETİRECEKTİ.
Tanrı Hades’i yumuşatıp sevgilisini yeniden dünyamıza getirebilmek için neler neler döktürmedi ki lirinden! Sevgilisiyle daha yaşayacakları çok şeyler olduğunu dillendirmeye çalıştı. Orfeus’un ezgilerinden, Hades’in karısı, tanrıça Persefone etkilendi daha çok. Çünkü Persefone’nin de benzer şeyler geçmişti başından!.. Şimdi yanında duran kocası ve ölüm tanrısı acımsız Hades, daha yeniyetmeliğindeyken onu dünyamızdan kaçırıp getirmişti buralara!.. Bu yüzden genç yaşında buraya düşen talihsiz Euridike’ye çok acıdı tanrıça Persefone. Orfeus’un onu birsüreliğine dünyaya alıp götürme isteğini destekledi ve kocası Hades’i de bu konuda yumuşattı. Ne var ki Orfeus’la sevgilisi Euridike; dünyaya dönerlerken, yanlarında gözlemci olarak kılavuz tanrı Hermes de bulunacaktı ve Ölüler Ülkesi’nden çıkana dek, Orfeus arkasına dönüp sevgilisine bakmayacaktı! Çünkü Hades; yeniden dünyaya dönüş yolunu kolaylaştırılırsa, sonunda Ölüler Ülkesi’nde kimseler kalmayacaktı!..
BULUTLARIN ÜSTÜNDE YÜRÜYORLARDI
Orfeus önde, Euridike arkasında olmak üzere, kılavuz tanrı Hermes’in eşliğinde, dünyaya dönüş yolculuğuna başladılar. Bulutların üstünde yürüdükleri için, ayak seslerinin duyulması da sözkonusu değildi!..