Zarrab davası üzerinden yaşananlar, Türkiye’nin Soğuk Savaş sonrasına ilişkin stratejik konumu ve hedefleriyle iç içe geçmiş durumda. Sorgulanmaya çalışılan esasen Türkiye’nin geleceği. Bu konuda derin ABD’nin Türkiye’yi arzuladıkları çizgide tutabilme çabası dikkat çekiyor. Davaya konu edilenler rüşvet sorgulaması görüntüsü altında siyasi ve stratejik hesaplaşmayı içeriyor. Davayla hukuki neticeler elde etme hedefinden ziyade siyasi ve stratejik nitelikli Türkiye’ye yönelik köklü bir dönüşüm arzulanıyor.
Bu dönüşüm çabasının en can alıcı hedefi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan kurtulmak. Derin ABD’nin Türkiye düşmanı tüm elemanları, piyonları bu iş için adeta seferber olmuş durumdalar. Tüm bu hamleleri ABD Başkanı Trump’a rağmen yapmaktalar. Hiç kuşkusuz FETÖ’ nün başta elebaşı olmak üzere tüm elemanları tüm şer ilişkileriyle bu davaya büyük bel bağlamış durumdalar. Küresel efendilerinin talimatıyla Türkiye’yi teslim alma hedefinde bir türlü başarılı olamamanın sonucunda son b