Ortada açık bir darbe girişimi var. Üstelik klasik bir darbe tipinden daha fazlası var. Kaos planına dayalı, iç savaşa zemin hazırlayacak nitelikte, parçalanmaya sürüklenecek bir atmosferde cereyan etmesi istenilen bir işgal girişimi var. Bunun kanıtları tüm çıplaklığıyla ortada.
Tüm bunların gerçekliği ortadayken, şimdilerde meseleyi bulandırmaya dayalı bir tartışma gündemde. 15 Temmuz konusunda MiT’e ihbarda bulunan binbaşı darbe dedi mi demedi mi? Bu noktada ne yapılmak istediğini çok iyi kavramamız şart. Meseleyi anlamaya çalışanların iyi niyetli sorgulamalarını bir yana bırakacak olursak, 15 Temmuz’da yaşananların içeriğini, anlamını farklılaştırma gayretini gözden kaçırmamak gerekiyor.
Bu noktadaki tartışma köpürtülerek, FETÖ duruşmalarında örgüt mensuplarının izledikleri anlayışa su taşındığını da görmek gerekir. Yapılmak istenen; 15 Temmuz’da bir senaryonun gereğince darbe tiyatrosunun sahnelendiğine dair kara ve kirli propagandayı yerleştirebilmek. FETÖ elebaşı talimatıyla yayılmaya çalışılan bu kara ve kirli propagandayla; darbenin FETÖ odaklanmasını dağıtabilmek, darbe girişimin de herkesin rolünün olduğu fikrini yayabilmek hedefleniyor. Nitekim FETÖ mensupları duruşmalar da Genelkurmay Başkanı ve ikinci başkanın bilgisi dahilinde adım attıklarına ilişkin ifadeler veriyor, önlerine konulan açık bir delilleri bile inkara kalkıyorlar.
Bu çabaların nihai hedefi; süre kazanarak, 2019’da kendileri için nefes işlevi görebilecek bir siyasi kulvarın yapılanması. Bunun için; iç ve dış destekleri sağlayarak, 2019’da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başarısız olmasını ve kendileri için yeni bir başlangıç yapabilmeyi arzuluyorlar. Bu noktada toplumsal taban oluşumu son derece önemli. Bunun için de bir yandan darbe girişimi konusunda zihinleri bulandırmak bir yandan da özellikle kripto FETÖ’cüler eliyle maksatlı olarak mağduriyetler üreterek, “ Erdoğan düşmanlığı“ projesini yaygınlaştırma isteniyor.
“Kontrollü darbe” nitelemesi bu anlayışın ürünüdür. Bu anlayışa hizmet etmektedir. FETÖ elebaşının icadıdır. Dolayısıyla bir stratejinin gereğidir. Bu nitelemeyi kullananlarda bu stratejinin gönüllü paydaşlarıdır. Örgüt tutuklu elemanlarına sürekli yeni motivasyonlar üreterek zihinlerine yerleştirmeye çalışıyor. Bir yandan da örgütün henüz deşifre olmamış elemanlarını da seferber ediyor.