Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’ndan çıkan Kudüs kararı, farklı yönleriyle ele alınarak irdelenmelidir.
Her şeyden önce BM çatısı altında açık tehdidin yapıldığına tanık olundu. Ülkelerin ABD’nin istemediği bir şeyi istemelerinin mümkün olmaması gerektiği açıkça ve pervasızca vurgulandı. Cezalandırılmaktan söz edildi. Kimin ne oy kullandığının not edileceği, gereğinin yapılacağı tehdidi savruldu. Yani rasyonelliğin ortadan kalktığı, çılgınlığın zirve yaptığı, demokrasi, hukuk gibi değerlerin hiçe sayıldığı, “doğru ABD’nin işine gelendir” anlayışının dikte edildiği bir atmosfer yapılandırıldı.
Bu durum esasen yapısal bir meseleye işaret ediyor. Uluslararası sistem denilen arenanın gerçek yüzünü yansıtıyor. O yüz ki, hukuku, adaleti, haklıyı değil, gücü temsil ediyor. Sistem denilen bir yerde, tarifi ve işleyişi olan bir düzen olur ve o düzende herkese eşit mesafede olur. Aslında ortada bir sistem yok. Aksine sistemsizlik girdabına sürüklenen, bilek güreşin