Küresel çıkar odakları yine işbaşında. Batı’nın köreltmediği, köreltmeye de niyetinin hiç olmadığı sömürgeci damar ve refleks yine devrede. Bu damarın üç durumda hareketlendiğini unutmamak gerekir. Birincisi, sömürü alanlarına yönelik alan daralması riskiyle karşılaştıklarında, ikincisi; domine ettikleri uluslararası sistemi zorlayan yeni güçlerin sahne alma çabalarının artmasıyla, üçüncü ise; özellikle bu güçlerin kendisinin müzahir olmadığı yeni işbirlikleri, ittifaklar, yakınlıkların ortaya çıkmasıyla sömürgeci damar harekete geçer ve hamleler peşi sıra gelir.
Böyle bir atmosferde ilk önce ayrışmalar, dağılmalar, ufalanmalar teşvik görür, destek bulur. Bunun için en çok kullanılan kavramlar zaman içinde en fazla yıpratılan ve maskeli içeriğiyle zedelenen kavramlar olur. Demokrasi, özgürlük, insan halkları, bağımsızlık, halkların kendi kaderini tayin hakkı gibi son derece kıymetli, değer ifade eden kavramlar sinsi planların, çıkar hesaplarının, karanlık ve çoğu zaman d