Finans dünyasının üst düzey yöneticilerinden biri, vatandaşın borca nasıl alıştırıldığını çok güzel anlatmış;
‘Atomu parçalayacağım’ diye kredi çekmek isteyen girişimci, bankanın kapısını çaldığında, kredi vermemek için 40 dereden su isteniyor ama tüketmek, harcamak için 24 ay vadeli ihtiyaç kredisi isteyen bireylere hiçbir şey sormadan veriliyor.
Gelirinden sabit giderleri düşüldüğünde geriye kalan para ile istediği krediyi ödeyip ödeyemeyeceği incelenmiyor.
Gelirine göre yaşayıp yaşamadığına bakılmıyor.
Kısaca diyor ki yönetici; Kredi iseyen vatandaşa sadece maaş bordrosu sormayın. O krediyi nasıl ödeyeceğini de sorun. Ödeme gücü yoksa vermeyin.
Vermezseniz ne olur.