https://w.soundcloud.com/player/?url=https%3A//api.soundcloud.com/trac
Dünyanın yeni normali kaos.
İş ve siyaset dünyasında pozisyonları belirleyen kaos.
İş adamlarına ve siyasetçilere durumdan vazife dağıtan kaos.
Yani deniz fırtınalı, dalgalar büyük.
Rüzgârın ne yandan eseceği belli olmadığı için kimse bulunduğu yerde yelkenlerini ayarlayamıyor.
Kimileri kusursuz fırtına beklentisi içinde, kimileri de fırtınanın bitmeye yakın olduğu düşüncesinde.
Dalgaların şiddetine dayanamayan en zayıflar sahile vuruyor.
Biraz daha güçlüler denizin dibine inerek kendilerini korumaya çalışıyor.
Bir kısmı tutunacak bir dal bulduysa ona yapışmış bekliyor.
Kayaların arkasında kendilerine yer tutanlar da suyun sakinleşmesini beklerken, olan biteni de seyrediyor.
Hiçbir kaos uzun sürmez.
Bu da sürmeyecek.
**
Teknoloji ve sermayenin gelişmesiyle küreselleşerek küçülen tek kutuplu dünyadan, yeni güç odaklarının doğmaya başladığı çok kutuplu bir dünyaya doğru hızla yol alıyoruz.
Yeni küresel düzene geçişe doğru yol alırken bu gidişi durduracağını ve eski düzeni devam ettireceğini iddia ederek ABD halkı tarafından seçilerek iktidara gelen Trump diye biri var.
Hak hukuk tanımayan, ağzına geleni söyleyen, devletleri tehdit eden, şantaj yapan ayarsız biri Trump.
Birinci döneminde Türkiye’ye yaptığı tehditlerden tanıyoruz.
Suudi Arabistan’a tehdit ve şantajla ABD silah şirketlerinden milyar dolarlık silah aldırdığını biliyoruz.
Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıdığını ve nasıl şov yaptığı hafızamızda.
Trump tek kutuplu dünyanın lider ülkesi ABD’nin başına ikinci kez seçimle geldiyse dünya iyiye gitmeyecek demektir.
Belki de kaosun ikinci dönemindeyiz.
**
Hızla güç yitiren ABD’nin yeni başkanı Trump’ın iyi tarafları da var; Dürüst.
Arkadan iş çevirmiyor.
Ne yapacağını açık açık söylüyor.
Gazze’yi Miami gibi yeniden inşa etmek gerektiğini, Gazze halkını da Mısır ve Ürdün’e yerleştirmek için Mısır ve Ürdün devletiyle görüştüklerini söylüyor.
Yakıp yıktıkları 50 bin masum insanı katlettikleri Gazze’yi yeniden Gazzelilere vermek gibi bir niyetleri yok.
Gazze’yi turizm ve eğlenme merkezi yapmak istiyor.
ABD ekonomisi için büyük tehdit olarak gördüğü Çin’le ekonomik savaş başlatacağını söylüyor.
ABD’li küresel şirketleri ülkeye geri çağırıyor.
Danışmanlarının hepsini siyonistlerden seçmesi tesadüf değilse kendisini destekleyen küresel sermayenin de sözcülüğünü yapıyor demektir.
Yani Trump’ın tehdit ve şantajlarını sadece deli saçması olarak görmek doğru değil.
**
Her şerde bir hayır her hayırda bir şer aramak gerekirse Trump’lı dünyanın ikinci kaos döneminde insanlık için hayırlı ve güzel sonuçlar da çıkabilir.
Hayatımızın her safhasına yön verecek kadar irademiz yok.
Kendimizi sürekli dev aynasında görsek de daha büyük bir iradenin önümüze koyduğu oyuna göre hareket edecek kadar bir irade sahibiyiz.
İrademiz çok cüzi.
İşte o külli irade belki de dünyayı kirleten, hak hukuk tanımayan, milletlerin başa çıkamadığı, ekonomik gücü çok yüksek üç büyük devi birbirine kırdırabilir.
ABD’nin Çin’e savaş açmasının belki de hayırlı tarafı budur.
İki devin çarpışması Doğu Türkistan’ın Çin zulmünden kurtuluşuna vesile olabilir.
Güçlerini dünyayı sömürmek için kullanan iki dev ülkenin çatışması günün sonunda diğer ülkeleri ekonomik kıskaçtan kurtarabilir.
ABD ve Çin arasındaki ekonomik ve siyasi güç savaşı ikisinin de küresel ekonomi üzerindeki hakimiyetlerini zayıflatarak yeni güçlerin ortaya çıkmasına yol açabilir.
Ukrayna ile uzun süren bir savaşa giren ve çıkamayan Rusya’nın zayıflaması Türk Cumhuriyetleri üzerindeki baskıyı kaldırabilir.
Her biri uyuyan dev olan Azerbaycan, Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan ve Türkmenistan, ekonomik ve siyasal olarak dünya sahnesinde yeniden söz sahibi olabilir.
ABD, Çin ve Rusya’nın birbirlerine düşmesi İslam Coğrafyası üzerindeki hakimiyetlerinin sona ermesine vesile olabilir.
“Beşer zulmeder kader adalet eder” kuralı dünya kurulalı hiç değişmedi.