“Yetkin insan duyularımıza hitap eder; Hem sert hem de narin, hoş kokulu bir ağaçtan oyulmuş gibidir.
Yalnızca ona yarayan şeyden tat alır; beğenisi ve zevki, yararlı olanın ölçüsünün aşıldığı noktada son bulur.
Zarara çare bulmayı bilir; kötü rastlantıları kendi lehine çevirir; onu öldürmeyen şey güçlendirir.
İlkesi seçiciliktir; çokluğu gözden çıkarır. İster kitaplar, isten insanlar ya da durumlar söz konusu olsun, kendi toplumunda hep aykırıdır.
Seçtiği, izin verdiği, güvendiği şeyleri onurlandırır.
Her türlü uyarıcıya yavaşça, uzun bir ihtiyat ve kasti bir gururun onda ateşlediği o yavaşlıkla tepki...