Çalıştığım şirket işime son vermişti.
Sıraselviler’deki (Beyoğlu) bürolarından çıktım, düşüne düşüne yürümeye başladım.
Bir arkadaşım arabasıyla yanımda durup “Ali yahu, nereye” diyerek seslendiğinde bir de baktım ki Sarıyer Kireçburnu’ndayım.
O uzun yürüyüşte kendi şirketimi kurmaya karar verdim.
**
Başarısız olma lüksüm ya da bahanem yoktu.
İyi eğitimin yanısıra, mesleğimi de çok seviyordum.
Ne sermayem ne kredim ne de bürom vardı.