Çok değil bundan 30-40 yıl önceki eski kuşakların kültüründe zengin fakir farklılığı yoktu. Zengin fakir mahalle ayrımı da yoktu. Zenginlerle fakirler aynı muhitte otururlardı. Ne fakir zengine özenir ne de zengin fakiri küçümserdi.
Eski kuşakların delinen pantolonlarına yama vurmaları, yıpranan giysilerini onarmaları, sökülen ayakkabılarını dikmeleri, patlayan futbol topunun içini doldurup oynamaya uygun hale getirmeleri, bozulan radyoyu tamir ettirmeleri, sırf yoksulluktan değildi. Sadece tutumluluktan da değildi.
O geçmişten birike birike aktarılan kültürün yansımasıydı.
Bu kültürün sonucu olarak eski kuşak, eşleriyle araları açıldığında, alternatiflere yönelmeden aralarını düzeltmelerinin mümkün olduğuna inanırdı.